Deniz çayırlarının, özellikle Posidonia çayırlarının Ege kıyılarından Marmara'ya kadar uzanan sahil şeridinde yaygın olarak görüldüğünü belirten Prof. Dr. Gökoğlu, bu bitkilerin ekosistem açısından kritik bir rol üstlendiğini vurguladı. Gökoğlu, "Deniz çayırları, birçok canlının besinini oluşturuyor. Balıkların yavruladığı, yavrularının saklandığı alanları oluşturuyor. Ekosistemde oksijen sağlıyor, deniz içi erozyonu önlüyor" dedi.
ÇAPALAMA, KİRLİLİK VE SICAKLIK ARTIŞI YOK OLUŞU TETİKLİYOR
Antalya kıyılarında da yaygın olarak görülen Posidonia çayırlarının özellikle sert zeminlerde tutunduğunu belirten Prof. Dr. Gökoğlu, gemilerin çapa atmasının bu hassas çayırları yok ettiğini ifade etti. Gökoğlu, "Çapalama hem eziyor hem de kırklıyor, yani deniz tabanını sürüyor. Kirlilik ve suyun aşırı derecede ısınması da çayırların ölümüne neden oluyor. Bunları kaybedersek Akdeniz çölleşir, çünkü bu çayırların içerisinde birçok canlı yaşıyor. Hatta köklerinde dahi canlılar barınıyor, birçok canlının da yaşam alanı yok olmuş olur" diye konuştu.
"DENİZLERİ HAVUZA ÇEVİRDİLER, POSİDONİA'LAR YOK OLDU"
Antalya kıyılarındaki bazı bölgelerde yapılan kıyı düzenlemelerinin çayırları yok ettiğini belirten Gökoğlu, şöyle devam etti: "Sıçan Adası'nın batısında güzel Posidonia çayırları vardı, yok oldu. Beldibi'ne doğru olan bölgelerde de aynı durum söz konusu. Alanya tarafında oteller deniz önünü havuz haline getirdi, mendirek yaptılar, doldurdular. Bu uygulamalar su sirkülasyonunu engelliyor, deniz suyunu ısıtıyor ve Posidonia'lara zarar veriyor."
Gökoğlu, özellikle nehirlerden gelen kirliliğin Posidonia çayırlarının yapraklarına tortu bırakarak fotosentezi engellediğini söyleyerek, konuşmasını şu şekilde sonlandırdı: "Bu tortular oksijen alışverişini kesiyor, bitkinin fotosentez yapmasını engelliyor. Çapalama ise en fazla tahribatı veriyor."
İHA