Zor olan zorunluluk aslında…

İstemediğin bir olayın bir durumun içinde olmak.

İstemeden bir şeylere müdahil olmak.

İnsanların egosuna sponsor olmak.

Zor olan susmak, zor olan konuşmak, zor olan istemeden kabul etmek.

Zorlu olan hiç istemediğin bir ten kokusunu içine çekmek.

Zor olan işini görev kabul etmek.

Zor olan hayalini kurduğun her şeyi halının altına süpürmek.

Zor olan  sevmek, zor olan sevilmek.

Zor olan kırmadan ret etmek.

Zor olan kabul edileceğini bilmene rağmen konuşmakta tereddüt etmek.

Zor olan beklemek, zor olan gitmeyen bir şeyi görmezden gelerek sorunsuz kabul etmek.

Zor olan yüzleşmek; acılarınla, kayıplarınla, yenilgilerinle…

*

Hayat hep bir perde gibi açılır her sabah ve sen her gün rolünün hakkını verip doğaçlama yaşadığını zannedersin, hayat farkında olmadan.

Aslında ezber yapmışsındır. Aslında her gün aynı oyunun baş kahramanısındır.

Kişiler değişir ama senin hayatın hep aynıdır.

“Bu gün ne yaptım?” diye şimdi oturup bir kağıda yaz ve bunu haftanın beş günü yap desem seninle cumartesi görüşüp değerlendirme yapacağız desem, eminim o beş günün sonunda aslında hiç bir şey yapmadığını senin olan hayatta sadece bir sığıntı olduğunu mutluluğu aslında başkalarını mutlu etmek sandığını, hayatın sana getirdiği ağırlığı ne kadar zor taşıdığını fark edeceksin.

*

Sırtında kocaman bir küfe var içinde okula giden çocuğunun başarı kaygısı, annenin, babanın, eşinin ve zorunlu sorumlu hissettiklerinin ağırlığı, iş yerinde günün neredeyse on iki saatini geçirdiğin insanların kasıntısı ve kendi hayatını isteklerini hayallerini görmezden gelen sen.

Dibe vurmuş hissettiğin kayalığı kendi imparatorluğunu kurduğun sağlam bir zemine dönüştür.

Belki kimseyi kırmıyor, herkes tarafından seviliyorsun ama için çürüyor farkına mısın?

Gereksiz kibarlıktan, hayır diyememekten kurtul.

Hayatını senin isteklerin, düşüncelerin, çıkarların yönetsin.

İnsan yalnız bir varlık değil, buna uygun değil. Bırak sana yardım etsinler, insanlarla konuş, paylaş, yardım iste, girmek isteyenleri hayatına buyur et.

Bir tek senin hayatın kötü, hepimiz on numara hayat yaşıyoruz...

Çocuk gibi davranmayı bırak ve dizginleri eline alıp bozuk yerleri onar, eksikleri tamamla ve yakınmayı bırak artık!

Kendini bu kadar acımasız, zalimce eleştiren başka biri yok!

Biraz hoşgörü göster kendine insan olduğunu hatırla ara sıra.

İşte bunları yaparak, önceliklerinin ilk sırasına kendini koymayı dene bu güne kadar sadece bir kapı tokmağı olduğunu ihtiyaçlar doğrultusunda o kapının çalınıp içeri girildiğini unutma.

Artık bir müsaade et kendine o kapı senin yapmak istediklerine, hayallerine açılsın.

Bir ödülü hak ettin.

Bunu herkes biliyor...

Aslında herkes senden bunu yapman için bir adım bekliyor.

Sevgiyle kalın...

GÜNÜN SÖZÜ

“Enerjinizi yoğunlaştırdığınız durum sizin hayalinizdeki durumla eşleştiğinde güçlü bir enerji yayarsınız.”