Ekran yorgunluğu cinnet ve cinayetlere sebep olabilir
Prof. Dr. Tuncay Dilci, ekran yorgunluğunun beyinin karar merkezini etkilemesiyle birlikte cinnet ve cinayetlere varan olumsuzluklara sebep olabileceğini söyledi.

Prof. Dr. Tuncay Dilci, ekran yorgunluğunun beyinin karar merkezini etkilemesiyle birlikte cinnet ve cinayetlere varan olumsuzluklara sebep olabileceğini söyledi.
Günümüzde, artan ekran bağımlılığı insan salığını olumsuz etkiliyor. Uzmanlar yetişkinlerin günlük 2 saat çocukların ise 45 dakika ekranda vakit geçirmeleri gerektiğini söylüyor. Aşırı ekran bağımlılığı duyguyu kontrol edememe gibi birçok soruna da yol açıyor. Cep telefonunun yaydığı radyasyon ve ışığın uykuyu geciktirdiği, sağlıklı bir uyku geçmek istiyorsak gece 23.00'dan sonra yatak odasına telefonla girilmemesi gerektiği de uzamanalar tarafından bildiriliyor. 72 saat öncesinde dijital nesnelerden uzak durmamız gerektiğini söyleyen Dijital Yaşam Enstitüsü Başkanı, Dijital Bağımlılıkla Mücadele Derneği Başkanı ve Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tuncay Dilci "Yapılan akademik çalışma verilerine dayanarak, özellikle ekran yorgunluğuna bağlı beynin profrontal korteksin zayıflaması beyin karar merkezinin işlevini yitirmesi veya zayıflaması anlamına gelmektedir. Bununla ilgili sporcular üzerinde bir çalışma yapmıştık. Ani karar mekanizmasının zayıflamasına bağlı olarak müsabakalarda sporcularımız kaybetmektedir. 72 saat önceden dijital nesnelere karşı bir temassızlık oluşturmaları gerekiyor. Bununla beraber karar verme ve anlık koordinasyon yapabilme yetkileri zayıflayabilmektedir “dedi.
“DUYGUNUN KONTROL
EDİLMESİNİ ZAYIFLATMAKTA”
Dilci, aşırı dijital içeriklere maruz kalmanın beyinde
hipokampüs bölgesinde küçülmeye neden olarak gelişsel aktiviteleri daha olumsuz
etkilediğini söyleyerek, “Dopamin düzensizliğine bağlı olarak ödül hissinin
özellikle beyinde sürekli dopamin artışına izin veriyor olması bir tür
bağımlılığa neden olabilmektedir. Sürekli zevk, haz ve hız peşinde koşan beyin
kendi ürettiği içerikler üzerinden değil başkasının ürettiği içeriklere bağımlı
kalabilmektedir. Buda beyinin çok yönlülüğünü yönünü zayıflatabilmektedir.
Beyaz madde hasarının beyindeki bölgeler arasında ki geçişi ve iletişimi
aksattığı yönünde bilimsel makalelere yansıyan sonuçlar vardır. Bu da bilgi
işleme ve karar verme aynı zamanda o bilginin daha efektif kullanılması
esnasında kopukluklar yaşayarak beyinde beyaz madde hasarının bir sonucu olarak
karşımıza çıkmaktadır. Duygusal kontrol zayıflaması amigdala dediğimiz
beynimizde ki duygusal zekânın yönetildiği kısımda duygunun kontrol edilmesini
zayıflatmakta. Bu da bireylerin cinayet, şiddet, trafikte agresiflik ve
saldırganlık dürtülerini hızlandırmakta veya daha etkili şekilde sunmalarına
zemin hazırlamaktadır” şeklinde konuştu.
“PLANLI VE PROGRAMLI
OLMALIYIZ”
Bireyin duygularını yönetebilmesi gerektiğini vurgulayan
Dilci, “Öfke kontrolü de bunun içerisinde. Yine uyku ve dinlenme açısımdan da
geceleri bir onarım saatidir. Özellikle 11 ile gece 3 ve 4 saatleri arsında hem
çocuklarda hem yetişkinlerde aşırı dijital mağduriyet ekran mağduriyeti mavi
ışık sorunuyla beraber vücudun melatonin hormonu üretmesine engel olmakta.
Zihinsel yorgunluğa bağlı olarak, aşırı uyaranlara mağduriyet dijital
içeriklerin yoğunluklu bir şekilde bilgi içermesi ve bu da beyinde özellikle
stres hormonunun yani kortizon seviyesinin yükselmesine sebebiyet vermekte. Bu
aşırısal değeri miktarının elektromanyetik etkiye bağlı olarak hem vücutta hem
de beyinden bir takım olumsuzluklar oluşturarak hücre yenilenmesini
engelleyebilmekte ve erken yaşlanmaya kadar varabilecek yüz ve fiziksel
hatalarımızda sorunlar oluşturabilmektedir. Aşırı ekran maruziyeti yaşamamak
için planlı ve programlı olmalıyız” ifadelerine yer verdi.
İHA
Türkiye’nin önde gelen üniversiteleri ve uluslararası araştırma merkezlerinin iş birliğiyle düzenlenen Türkiye’nin ilk Kalıtsal Kanser Kongresi, Antalya’da devam ediyor. Kongrede özel açıklamalarda bulunan Tıbbi Genetik Uzmanı Doç. Dr. Taha Bahsi, “Burada önemli olan kanserin ortaya çıkmadan riski bireyleri tespit etmek” dedi.
Antalya, 6-9 Şubat tarihleri arasında gerçekleştirilen Türkiye’nin ilk Kalıtsal Kanser Kongresi’ne ev sahipliği yapıyor. Kongrede özel açıklamalarda bulunan Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Yüksel Ürün, “hastalarımızın sağlıklı bir yaşam sürmesini hedefliyoruz” dedi.
9 Şubat’ta Antalya ve ilçelerinde hangi eczanelerin nöbetçi olduğu belli oldu.
Antalya’da “Fermuar Sistemi” ile ambulanslara yol vererek takdir toplayan sürücülere, bir teşekkürde Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu’dan geldi.
Antalya’da yaşayan Songül ve Fahri Efe çifti, nakil gereken çocuklarına böbreklerini vererek hayata tutunmalarını sağladı. Çocuklarının üst üste yaşadıkları organ yetmezliği sıkıntısına hep birlikte göğüs geren ailenin hikayesi duygulandırdı.
Türkiye’nin önde gelen üniversiteleri ve uluslararası araştırma merkezlerinin iş birliğiyle düzenlenen Türkiye’nin ilk Kalıtsal Kanser Kongresi, Antalya’da başladı. Kalıtsal Kanserler Derneği Başkanı ve Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Özdoğan, Türkiye’de her yıl 25-30 bin ailenin kanserle karşı karşıya kalmasıyla ilgili ciddi sorunlarla yüzleştiklerini belirtti.
Antalya'da 2018 yılından beri kalp hastalığı ile savaşan Hakan Kaya, Akdeniz Üniversitesi Hastanesi’nde gerçekleşen kalp nakli ile yıllar sonra sağlığına kavuştu.
7 Şubat’ta Antalya ve ilçelerinde hangi eczanelerin nöbetçi olduğu belli oldu.
6 Şubat’ta Antalya ve ilçelerinde hangi eczanelerin nöbetçi olduğu belli oldu.
5 Şubat’ta Antalya ve ilçelerinde hangi eczanelerin nöbetçi olduğu belli oldu.
© Copyright © 2022 Lider Gazete, Sitemizde bulunan yazı, video, fotoğraf ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz veya kaynak gösterilmeden kullanılamaz