Isparta’da gül ürünleri üreten bir firma Ar-Ge çalışması kapsamında gül suyunu toz haline getirdi. Normal gül suyuna göre saklama kolaylığı imkanı sunan toz gül suyu ekonomik tasarruf sağlarken, kozmetik ve gıda gibi alanlarda da kullanılabilecek.
Türkiye’nin gül bahçesi Isparta’da hasat sezonunun sonuna yaklaşılırken, toplanan gül çiçekleri gülsuyu ve gül yağı gibi ürünlere dönüştürülüyor. Tonlarca elde edilen gül sularının belirli koşullarda saklanması gerekiyor. Bu kapsamda kentte gül ürünleri üreten bir firma, gül suyu konusunda farklı bir proje çalışması gerçekleştirdi. Firma, yaklaşık 6 ay süren Ar-Ge çalışmasını başarıyla tamamlayarak, gül suyunu toz haline getirdi.
TOZ GÜL SUYU İÇİN ULUSLARARASI PATENT BAŞVURUSU
Enkapsülasyon yöntemiyle birçok gıda ürünü için kullanılan yöntemle toz gül suyu üreten firma, ürünün uluslararası patentini almak için başvuruda bulundu. Toz haline getirilen gül suyu ile saklama kolaylığı ve ekonomik amaç hedefleniyor. Ayrıca toz gül suyundan istenildiği zaman aynı kalitede doğal sıvı gül suyu elde edilebilirken, kozmetik ve gıda ürünlerinde de kullanımına imkan sağlanıyor.
“GÜL SUYUNU SAKLAMADA SORUNLAR YAŞANIYOR”
Firma sahibi ve Türkiye Gülyağı, Aromatik Yağlar Sanayicileri Derneği Başkanı Nuri Erçetin, gül suyunun çok değerli bir ürün olduğunu ve piyasada da çok yoğun olarak kullanıldığını söyledi. Gül suyunun Türkiye’de çok yoğun olmamakla birlikte cilt temizleme, gıda, yemek ve tatlılarda kullanılan bir ürün olduğuna değinen Erçetin, “Sorun gül suyunun kısa bir sürede üretilmesi ve yıl boyunca onun saklanmasıyla ilgili. Burada büyük sorunlar yaşanıyor. 200-300 ton gül suyunu uzun süre korumanız çok masraflı ve hiç de kolay olmayan bir yöntem. Bu nedenle zaman içinde gül suyu fermente oluyor, bozuluyor. Hatta içerisine doğal olmayan madde ve koruyucular karıştırılıyor. En kötüsü de bugün piyasada satılan gül sularının kimyasal karıştırılarak elde edilmiş olması. Doğal gül suyu bulmak çok kolay değil” dedi.
“DÜNYADA İLK OLDUĞU İÇİN PATENT BAŞVURUSU YAPTIK”
Gül suyunda zorlukların aşılması için ‘toz haline getirilmesi’ fikriyle yola çıktılarını kaydeden Erçetin, fikre uygun araştırmalar yaptıklarını ve gerekli cihazları temin ettiklerini söyledi. Erçetin, “Kimya mühendisimiz Esma hanımla bu konuda çalışarak sonunda gül suyunu toz haline getirmeyi başardık. Aslında bu yöntem kullanılıyor. Sadece gül suyu ile ilgili bir çalışma bugüne kadar yapılmamış. Birçok toz halinde bulunan gıda ürünleri bu yöntemlerle elde ediliyor. Biz sadece bunu gül suyuna uyguladık. Bu dünyada ilk olduğu için patent haklarını korumak için başvuruda bulunduk. Patent için kararı bekliyoruz” diye konuştu.
“OLDUKÇA EKONOMİK BİR ÇÖZÜM”
Toz gül suyunun avantajlarından bahseden Nuri Erçetin, artık tonlarca kilo gül suyunu sıvı olarak saklamaya gerek kalmayacağını belirtti. Erçetin, “Bu oldukça ekonomik bir çözüm. Ayrıca istediğiniz zaman istediğiniz miktarda gül suyu yapma şansına sahipsiniz. Bu gül suyu da her zaman aynı kalitede olacak. Bunun kozmetikte kolayca kullanılacağını düşünüyoruz. Krem, maske gibi ürünlerde gül suyu kullanıldığını biliyoruz ama artık gül suyunu su olarak dökmeyecekler sadece toz olarak da bu formülasyonlara doğrudan karıştırabilirsiniz” dedi.
“ENKAPSÜLASYON DEDİĞİMİZ TEKNİĞİ KULLANDIK”
Gül suyunu toz haline getiren AR-GE çalışmasını başarıyla tamamlayan Kimya Mühendisi Esma Özusta ise fikrin Nuri Erçetin’e ait olduğunu dile getirdi. Özusta, “Ben bunu yapmamıza olanak sağlayan teknikleri bularak, yöntemi geliştirdim. Burada enkapsülasyon dediğimiz tekniği kullandık. Gül suyunun içindeki uçucu yağlar ve kokulu bileşenleri birtakım taşıyıcılar kullanarak emisyon haline getiriyoruz. Daha sonra püskürtücü ve kurutucu dediğimiz cihazı kullanarak içindeki suyu uçurup, gül suyunun içindeki kokulu bileşenleri bir enkapsül haline getiriyoruz. Bu şekilde toz gül suyunu elde etmiş oluyoruz” dedi.
“TONLARCA GÜL SUYUNU STERİL ORTAMDA SAKLAMAK ZOR”
Gül hasat sezonunda bir, bir buçuk ay gibi kısa sürede tonlarca gül suyu üretildiğine değinen Özusta, bunların steril ve serin koşullarda saklanmasının zor olduğunu söyledi. Özusta, “Toz sayesinde hem alandan tasarruf ediyoruz, bozulmamasını sağlıyor, nakliyesi gibi işleri kolaylaştırıyoruz. Aynı zamanda kozmetik ve gıdaların içinde su miktarı az olduğu için kullanımı kolaylaştırmış oluyor” diye konuştu.
İHA
Tarım ve Orman Bakanlığı Tayvan'a nitrofuranlı yumurta gönderildiği iddialarını araştırmak üzere inceleme başlatıldığı açıkladı.
Antalya’da 20 dönüm örtü altı alanda yıllık 50 bin paket tohum üretimi yapan Ziraat Yüksek Mühendisi Ali Uzun, 7 türde 50 çeşit tohumu 16 ülkeye ihraç ediyor. Uzun, “Antalya’da ilerleyen yıllarda seralarda belki de yemek için domates üretilmeyecek. Tamamen tohumluk üretilecek. Çünkü biz tohumluk ürettiğimiz zaman birim alandan 10 katı daha fazla kazanabiliriz. Bunu bugün günümüzde Hindistan başarmış durumda. Sektörümüze teşvik alabilirsek hem istihdama katkıda bulunuruz hem de ülkemizin ihracatına katkıda bulunuruz” dedi.
Antalya’nın Serik ilçesinde sabahın erken saatlerinde seraya giren kadınların mavi yemiş (blueberry) mesaisi başladı. Saksılardan tek tek toplanan mavi yemişlerin 125 gramı 45 liradan alıcı buluyor.
Avrupa Birliği (AB) Komisyonu’nun Gıda ve Yemler İçin Hızlı Alarm Sistemi (RASFF) portalında, 2022 yılında Türkiye kaynaklı tarım zehri bildirimi sayısının, 311’i pestisit olmak üzere 518 olduğu kaydedildi. Bildirim yapılan ürünlerdeki pestisitler arasında, Türkiye’de kullanımı yasaklanmış iki etken madde olduğu da kaydedildi.
Yıllık ortalama 4 milyon dolarlık karpuz ihracatının yapıldığı Antalya’da, daha erken dönemde ürün elde etmek amacıyla seralarda karpuz ekimi yaygınlaşıyor.
Antalya’nın Elmalı ilçesinde örtü altı sera domates dikimi başladı.
Antalya’nın Alanya ilçesinde, bu yıl yaklaşık 3 bin ton rekolte beklenilen yenidünya meyvesinin hasadına havaların sıcak gitmesi dolayısıyla erken başlandı.
Hatay’ın Defne ilçesinde depremzede üretici, hasat zamanı gelmiş tarladaki ürünleri için çağrı yaptı. Depremden sonra bölgeye alıcı gelmediğini belirten çiftçi Süleyman Bilgin, “Ürünlerimizin çürümesini, tarlada kalmasını istemiyoruz” dedi.
Antalya'nın Akseki ilçesinde, sedir ve ladin gibi ağaçların dibinden toplanan kuzugöbeği mantarının kilogramı 300 ila 400 liradan satılıyor.
Önümüzdeki günlerde yaşanması beklenen zirai don riskine karşı tarım üreticilerinin tedbirli olması önerildi. Tarımsal don karşısında çiçek açan meyveler büyük risk taşıyor.
