Son günlerde gündemin yakıcı başlıklarından birisi de çiftçiler. Binbir emekle tarlada üretilen mahsul, yok pahasına ellerinden uçuyor. Çiftçi isyanda. İşin garip tarafı vatandaş da isyanda. Ama birilerinin keyfi tıkırında.
***
Tarladan çıkan ürün, raflara gelinceye kadar kat be kat zamlanıyor. Hem de afaki bir biçimde. Çiftçinin emeği, vatandaşın cebi yanarken birileri avantadan cebini dolduruyor. Kim bunlar? Fırsatçılar... Çiftçinin malını kelepir fiyatını alıp, piyasaya fahiş liralara sokan ticaret erbapları...
***
Yaşanılan bu içler acısı durum doğal olarak çiftçiyi, yola, sokağa döktü. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek de konuya ilişkin, tarladan sofraya zincirinde çiftçinin en zayıf halka olduğunu dile getirdi.
***
Bu fırsatçı vurgunculuğu ilk kez yaşanan bir durum değil tabi ki. Her dönemin kronik yarası. Şimdi gelin 171 yıl öncesi 1853 Antalya'sına bir ziyaret gerçekleştirelim. Neler olmuş neler, tanıdık gelecek mi bakalım?
TARİH: 1 EKİM 1853 Cumartesi
YER: ANTALYA
***
Antalya’nın merkezi o günlerde her şeyden habersiz tarihi bir olaya gebeydi. Ekimin ilk günüydü. Enteresan bir hareketlilik dikkat çekiyordu. Kent merkezine adeta insan yağıyordu. Fırıl fırıl meraklı gözler, kopacak fırtınaya sezmişti. Yavaş yavaş işin rengi de belli olmaya başladı...
***
Tahıl fiyatlarında ki olağanüstü artıştan rahatsız olan sayısı kısa sürede 2 bin kişiye dayanan kalabalık, bu can sıkan hale dur demenin planını yapmıştı... Önce meydana bir bıçak getirildi. Üstünden atlandı. Bir nevi isyan ritüeli gerçekleştirilip yeminler edildi. Sıra eyleme koyulmaya geldi...
***
Öfkeli kalabalık Antalya Kalekapısı’ndan harekete geçti. Hedeflerinde tüccarlara ait kervanlar vardı. Belirledikleri güzergahta geçen kervanların önlerini kestiler. Planlarını hemen devre sokup kervanlardaki tüm tahıllara el koydular...
***
İsyancı kalabalık el koydukları tahıllarla kent pazarının yolunu tuttu. Tahıllar önce yoksullara dağıtıldı ardından tespit edilen fiyatla satışa sunuldu... Kentliyi isyana sevk eden 1853 yılındaki tahılın kilosu 20-22 kuruşa fırlamıştı. Oysa 1851 yılında tahılın kilosu 8-12 kuruş seyrindeydi.
***
Çiftçiler üretirken artan maliyetlerle, iklim krizinin yan etkileriyle yara alırken an ağır darbeyi de satışta yiyor. Yılladır kayda değer bir artış göstermeyen ürünlerin taban fiyatları tarımı krize sokuyor.
***
Öte yandan ürünler raflara gelene kadar fahiş derecede zamlanıyor. Buradan da ortaya çıkıyor ki birileri avantadan köşeyi dönüyor...
© Copyright © 2022 Lider Gazete, Sitemizde bulunan yazı, video, fotoğraf ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz veya kaynak gösterilmeden kullanılamaz