İki günlük aradan sonra tekrar merhaba. Bugün bana göre haftanın son günü, çünkü haftanın son yazısı. Bu nedenle önce iki günlük firarımın gerekçesini anlatacağım.
Bendeniz gazeteciliğin birçok alanında faaliyet gösteriyorum. Bu kimi zaman bürokrasi, kimi zaman polis-adliye, kimi zaman televizyon kimi zaman da spor yazarlığı.
Bunları icra ederken mesleki örgütlerde ya aktif olarak görev alıyor, ya da sade bir üye olarak faaliyetlere katkı koymaya çalışıyorum. Bu mesleki örgütlerden biri de Türkiye Spor Yazarları Derneği (TSYD). Yıllarca temsilcilik, kurucu ve şube başkanlığı yaptım.
Bu işler biraz gönül işidir. Derneğimiz TSYD’nin çarşamba günü Olağan Genel Kurulu var idi İstanbul’da. Levent’te Türkiye’nin en güzel tesislerine sahip olan derneğimizin Genel Merkezi’nde gerçekleşti kongremiz.
Mevcut Genel Başkanımız Oğuz Tongsir ile gazeteci arkadaşımız İsmail Er’in listelerinin yarıştığı bir kongre oldu. Bu vesile ile hem Anadolu’daki hem de İstanbul’daki dostlarla hasbihal etme fırsatı yakaladım.
Oğuz Tongsir’in 4’üncü kez genel başkan seçildiği yönetimde Antalya’dan Emin Demir ve Ahmet Geven yer aldı. Uzun yıllar sonra genel merkez yönetiminde iki arkadaşımızın yer alması mutluluk verici.
Bu nedenle tekrar TSYD Genel Başkanlığı görevine seçilen Oğuz Tongsir başta olmak üzere yönetimde yer alan meslektaşlarımı tebrik ediyorum. Biz bir aileysek bize düşen görevleri de harfiyen yerine getirmeye her üye gibi bende hazırım.
İki günlük İstanbul kaçamağında sadece dernek işi değil LİDER HABER TV’nin İstanbul ekibi ile de bir araya geldik ve yeni dönem için fikir alışverişinde bulunduk.
Ancak iki günlük seyahatle ilgili bir iki lakırtı yapmak istiyorum. Çok mutlu olduğumu söyleyebilirim. Neden mi mutluyum? Her ne kadar birileri fitne fesat karıştırmaya çalışıyor ise de (!) inanın çok mutluyum. Çünkü kimseyle uğraşmıyor, kimsenin alına moruna karışmıyorum. Hatta kimseyle de yarışmıyorum. Ben başımdan aşan işime bakıyorum
Beni tanıyanlar tanır. Mutluyum çünkü hayattan mantığıma aykırı gücüme ağır gelecek hiçbir beklenti içinde kendimi yiyip bitirmiyorum. Hayallerle değil, gerçeklerimle yaşıyorum. Ve aldığım her nefeste bana ait olan her şey için Allah'a her vakit teşekkür ediyorum.
Bakın fitne fesatçılar! Mutluyum çünkü ben hayatı da insanları da artık çok iyi tanıyorum. Bazılarını güzel günlerim, bazılarını kötü günlerim sayesinde tanıdım. O yüzden hayata da yaşattıklarına da teşekkür ediyorum.
Ama yaşadığım olumsuzluklara rağmen mutluyum. Çünkü; mutluluğu huzuru kendim dışında hiçbir şeye bağlamadım. Hiçbir şey de aramadım. Kendimi sevdim kaderime hiç küsmedim.
Evet, mutluyum. Her insan gibi benimde var elbette sevenlerim ve sevmeyenlerim, düşmanlarım ve dostlarım... Ama ben sevmeyenlerimi düşmanlarımı değil, sevenlerimi ve dostlarımı kale almayı yeğleyen biriyim. Kendi dünyam haricinde olan biten her şeye içimin kapılarını kapadım.
Hayatım bazen alabora olsa da gemimi hiç karaya oturtmadan kendi yolumda ilerledim. Çünkü yolculuk yaptığım içinde sevdiklerim olan bu geminin kara vurmasını ne bekledim ne de aklımın köşesinden geçirdim!
Amma bazen demirledim güvenli limanlara, soluklanıp dinlendim; nefes aldım. Şu bir gerçek ki hiçbir zaman pes etmedim! Kimsenin de pes ettirmeye çalışmasına asla izin vermedim.
Birileri şimdi çıkıp, “Bir seçim diyorsun ardından bir sürü kafa karıştıran laflar ediyorsun. Derdin nedir?” diyebilir. Birincisi benim kimseyle bir derdim yok. İkincisi kulağıma gelenlere üslubumca cevap verdim.
Sonuç olarak HAYAT DEVAM EDİYOR. Ben yaşıyorum, SİZDE YAŞAMANIZA BAKIN!
© Copyright © 2022 Lider Gazete, Sitemizde bulunan yazı, video, fotoğraf ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz veya kaynak gösterilmeden kullanılamaz