Lösemi teşhisi konulan kızı Nagima’yı tedavi için Türkiye'ye getiren Kırgızistanlı Gülbarçın Alişerova, yaşadığı tüm zorluklara rağmen evladının yaşama tutunması için mücadele veriyor. Antalya'da özel bir hastanede ilik nakli yapılan ve nakilden 2 ay sonra maddi sorunlar nedeniyle hastaneden çıkarılan küçük Nagima ve ailesi zorlu günler yaşıyor.
FATMA ARSLAN/İREM GÜNEYBAZ
Manyeva ailesinin en küçük çocuğu 12 yaşındaki Nagima Manyeva'ya Şubat ayında Kırgızistan'da lösemi teşhisi konuldu. Kızlarının tedavisi için dünyanın çeşitli noktalarındaki hastanelerle görüşmeye başlayan aile Antalya'da özel bir hastaneyle anlaştı. Manyeva ailesi 6 kür kemoterapi ve ilik nakli için 31 Mart'ta kızlarını alarak Türkiye'ye geldi. 1 Nisan’da Nagima Manyeva’nın tedavisine başlandı. Hastanede aldığı 2 kür kemoterapinin ardından oldukça zorlanan Nagima’ya 24 Haziran’da, 19 yaşındaki ablası Aimeerim Manyeva’dan ilik nakli yapıldı.
Doktorların yaptığı başarılı operasyonla yüzü gülen küçük Nagima’nın mutluluğuna nakilden 2 ay sonra hastaneyle yaşanan maddi sorunlar nedeniyle gölde düştü. Kızının masraflarını uluslararası fonlarla ve çevresinin desteğiyle karşılayan anne Alişerova, ağırlaşan tedavi masrafları ve hastanenin ödemeler konusunda yaptığı baskı nedeniyle hastaneden ayrılmak zorunda kaldı.
Durumu günden güne iyiye giderken, konakladığı ve tedavi gördüğü hastaneden çıkarılan Nagima ile annesi Alişerova yakınlarının yanına yerleşirken, bir yandan enfeksiyon riskiyle mücadele ediyor, bir diğer yandan ise tedavisine devam edeceği bir devlet hastanesi arıyor.
KIRGIZİSTAN’DA YANLIŞ TEŞHİS KONULMUŞTU
Konuya ilişkin Lider Medya’ya özel açıklamalarda bulunan Anne Gülbarçın Alişerova, Kırgızistan’da kızına yanlış teşhis konulduğunu anlattı. Alişerova, “Kızım rahatsızlandığında onu hastaneye götürdük. Ağzının içerisinde yaralar çıkmış, diş çevresi şişmeye başlamıştı. Hastanede kızıma farklı bir teşhis konuldu. Zaman geçmesine rağmen kızım iyileşmeyince onu çeşitli doktorlara götürdüm. En son şubat ayında gittiğimiz onkoloji hastanesinde lösemi olduğunu öğrendik” dedi.
“TÜRKİYE’YE ÇARE BULMAK İÇİN GELDİK”
Türkiye’ye kızının tedavi olması için geldiklerini söyleyen Alişerova, “Türkiye’ye çare bulmak için geldik. Birçok ülkede tedavi çok pahalıydı. Buradaki doktorların kızıma iyi bakacağını düşünerek Türkiye’ye getirdim. Mart ayı sonunda buraya geldik. Kızım anlaşma sağladığımız özel bir hastanede tedavi görmeye başladı. Aynı zamanda kızımla hastanenin misafirhanesinde kalmaya başladık” diye konuştu.
24 HAZİRAN’DA İLİK NAKLİ OLDU
Alişerova, kızının tedavi sürecinde 2 kez kemoterapi aldığını belirterek, “Kemoterapi kızım için çok ağır olmaya başladı. Doktorlar ilik nakli yapılacağını söyledi. Benim 4 kızım var. Nagima en küçüğü. 19 yaşındaki en büyük kızım Aimerrim ile Nagima arasında yüzde yüz uyum çıktı. 24 Haziran’da Nagima ilik nakli oldu” ifadelerini kullandı.
HASTANEDEN ÇIKMAK ZORUNDA KALDILAR
Nakil sürecinin ardından hastane ile aralarında yaşanan sorunların arttığını vurgulayan Alişerova, “Ben akademisyenim. Çok varlıklı bir aile değiliz. Buraya gelirken çevremden yardım aldım. Burada bir yandan da uluslararası fonlardan faydalandım. Asıl sorun nakil konusunda başladı. Nakil yapılacağı zaman biz ödemelerin bir kısmını fonlarla, bir kısmını kendi imkanlarımızla ödedik. Belli bir miktar ödeme kalmıştı. Ben elimde olanı da vermek istedim ama miktarın tamamını ödeyemediğimiz için hastane ile misafirhaneden çıkarıldık” şeklinde konuştu.
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN’A YARDIM ÇAĞRISI
Alişerova, bu nedenle bir Kırgız yakınının evinde kalmaya başladıklarını ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Nakilden sonra en az 3 ila 6 ay kadar tedaviye devam edilmesi, kontrollere gidilmesi gerekiyor. Şu an bizim gidecek yerimiz yok. Sağ olsun dostlarımız evlerine aldılar ama ben sonrasında ne yapacağım? Benim kızıma sadece ablasından nakil yapılabildi. Başka çaremiz yok. Çocuğum şu an enfeksiyon kapabilir ve ben evladımı kaybedebilirim. Bu riski göze alamıyorum. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan yardım istiyorum. Kızımın tedavisine özel hastanede değil devlet hastanesinde devam etmesi için bize yardım etmelerini bekliyorum.”
“YETKİLİLERDEN DESTEK BEKLİYORUZ”
Ailenin bu süreçte destek aldığı Antalya Yardımlaşma Platformu Temsilcisi Halit Mert ise Nagima Manyeva’nın steril olmayan bir ortamda kalması nedeniyle risk altında olduğuna dikkati çekti. Mert, “Biz bu süreçte Manyeva ailesinin yanında olmak için elimizden geleni yapıyoruz. Hastane ile de görüştük ancak bir sonuç alamadık. Şu an hijyen olmayan, enfeksiyon riskiyle karşı karşıya olduğu bir yerde kalması Nagima için çok ciddi bir sorun. Yetkililerden hem tedavisine devlet hastanesinde devam etmesi hem de ekonomik imkan sağlanması için destek bekliyoruz” diye konuştu.
Alanya İlçe Sağlık Müdürü Nadir Aldemir, toz taşınımı ile ilgili olarak KOAH ve astım hastalarında tozun bazı problemlere yol açabileceğini belirterek, risk grubunda olan vatandaşların dışarı çıkarken maske takmaları önerisinde bulundu.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, randevu onay sisteminin de devreye alınacağını, onay verdiği halde randevusuna gitmeyenlere aynı bölümden 15 gün içinde yeni randevu verilmeyeceğini belirtti. Koca, iki kez üst üste randevuya gitmeyenlere de tüm branşlarda 15 gün randevu verilmeyeceğini açıkladı.
Bitki yetiştirmek ve bahçecilikle uğraşmanın ruhsal sağlık açısından önemli olduğunu söyleyen Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Zeynep Aydın, “20 dakikalık bahçe işleri, bitki bakımı gibi fiziksel aktiviteler, beyin hücrelerinin çoğalmasını ve büyümesini aktive eder. Alzheimer ve parkinson gibi beyin hücrelerinin yıkımı ile seyreden rahatsızlıklara iyi gelir” dedi.
Bakan Koca, Antalya’da meydana gelen teleferik kazasında 17 kişinin hastanelere yaralı olarak nakledildiğini açıkladı.
Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ebru Özan Sanhal, her 8 kadından birinin meme kanserine yakalanma riskinin olduğunu belirterek, gelişen teknoloji sayesinde artık mamografi çektirmenin eskisi kadar ağrılı olmadığını bildirdi.
Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi (ALKÜ) Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Yılmaz Güler, “Bayramda hafif tatlılar tercih edilmeli ya da tatlı tüketiminde kaçınılmalıdır” dedi.
Türkiye’de devlet kurumları arasında ilkler arasında yer alan tanı, tedavi, radyasyon görüntüleme, mamografi, cerrahi ve estetik tedavilerinin yapıldığı takiplerinin tek bir merkezde toplandığı Akdeniz Üniversitesi Hastanesi Meme Sağlığı ve Hastalıkları Merkezi’nin açılışı gerçekleştirildi.
Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesinde, 71 yaşındaki adamın kireçlenerek tıkanan damarı, ilk kez uygulanan “Rotasyonel Aterektomi” isimli damar tıraşlama yöntemi kullanılarak açıldı. Eski sağlığına kavuşan hasta, emeği geçen tüm hekimlere ve sağlık çalışanlarına teşekkür etti.
Uzm. Kln. Psikolog Müge Leblebicioğlu Arslan, iftar sofralarında konuşulabilecek konular hakkında bilgilendirmelerde bulundu.
Genel Cerrahi Bölümü Uzmanı Prof. Dr. Muzaffer Sarıyar ve Doç. Dr. Ozan Akıncı, 1-7 Nisan Ulusal Kanser Haftası’nda kanseri önleme konusunda önemli bilgiler verdi. Prof. Dr. Muzaffer Sarıyar, “Günümüz dünyasında yaşam süresi uzamıştır. Artık 65-70 yaş arası bireyler orta yaş grubunda yer almaktadır. Yaşam süreleri uzadığı, günümüz tarama yöntemlerinin de gelişmesiyle birlikte kanser görülme oranları artmaktadır” dedi.
