Arkadaşlar baştan söyleyeyim bu yazımı hicap duyarak yazıyorum bilesiniz.
Malumunuz CHP Denizli milletvekili Teoman Sancar on gün kadar önce basın toplantısı düzenleyerek ve gerekçe göstermeden partisinden istifa ettiği duyurdu.
Biz bu istifa üzerine Teoman Sancar’ın muhtemelen Sarıgül’ün kurduğu partiye veya İnce’nin kuracağı partiye katılacağını düşünmüştük.
Aradan birkaç gün geçtikten sonra konunun öyle olmadığını, CHP’nin içerisindeki bazı kişilerin ahlakla bağdaştırılamayacak sapıklıklarına bir yenisinin daha eklendiğini yazılı ve görsel basın öğrendik.
Teoman Sancar ulusal basından bir gazetemize verdiği röportajda ‘’Eğer bana ait olduğu iddia edilen kaset ortaya çıkarsa eşcinsel olmadığımı ispat ederim’’ dedi. Tamam yargı kararı olmadan bir insan suçlanamaz bunu biliyorum. Ve suçlamadan; hicap duyarak vekil efendiye soruyorum; Nasıl ispat edeceksin? Böyle bir ispat nasıl yapılır? Kaldı ki madem bunu ispat edeceksin; Niye kasetin ortaya çıkmasını şart koşuyorsun? Kaset ortaya çıkmadan şimdi yap!
Bu nasıl savunmadır böyle? Savunma yapacağım derken kasetin varlığını doğrulamış olmuyor musun? Zaten basından son çıkan haberlerden; Bu kaset nedeniyle sana şantaj yapan üç kişinin tutuklandığını öğrendik. Bu tutuklama olayı da şantaj için ortada ahlaksız bir kaset olduğu doğruluyor.
Bu olay CHP’nin basın sözcülerine sorulduğunda ise; şeyyy… Neden istifa ettiğini bizde bilmiyoruz diyerek olayı geçiştirdiler. İyi de kardeşim; Sen grup başkanvekili ve parti sözcüsüsün. Partinden bir vekil istifa etmiş. Gerekçesini bilmemen mümkün mü? Bu millet bu yalana inanacak kadar saf mı zannediyorsunuz?
Teoman Sancar’dan önce istifa eden milletvekillerinin hepsinin neden istifa ettiklerini ve istifaları için ateş püskürmeyi ( Hatta saray operasyonu yaftası yapıştırmayı) biliyorsunuz da; Teoman Sancar’ın istifa nedenini bilmiyorsunuz öylemi?
Derken aradan bir hafta kadar zaman geçti ve Perşembe günü Kemal Kılıçdaroğlu’na katıldığı bir tv programında konu kendisine soruldu. Kemal beyin verdiği cevap; ‘’Teoman beyin kendi özel hayatıdır. Özel hayatın gizliliği anayasa garantisi altındadır’’ diyerek vekilinin iddia edilen sapıklık yaptığına dair şüpheleri doğrulamış oldu.
Arkadaşlar! Anayasanın koruduğu özel hayat ‘’Kişilerin; hayatın olağan akışına uygun olarak yaşadığı aile ve kişisel yaşamını, mahremini‘’ korumaktır. Gerek vekilin gerek Kılıçdaroğlu’nun yaptığı açıklamaya göre; yaşandığı iddia edilen durum özel hayat değil, sapıklıktır. Sapıklık ise anayasa veya başka bir yasanın güvencesi altında değildir.
CHP genel başkanı; geçmişte ve bu olayda yaşanan sapkınlıklardan partisini kurtarmak yerine, koskoca anayasayı çarpıtarak ‘’Özel hayat’’, ‘’Kişisel tercih’’ gibi söylemlerde bulunarak sapıklığı savunuyor ve bu davranışı ile de topluma kötü örnek oluyor.
Lanet olsun böyle özel hayata!
