5 Kasım 2024 tarihinde gerçekleşen ve dünyanın kulak kesildiği o seçim ardında onlarca soruyu havada asılı bırakarak nihayetlendi. En önemlisi de “ya şimdi ne olacak” sorusunda gizli tabi ki. Bu sorunun bizlerce sorulmasında bir beis görmüyorum çünkü seçimden bir gün önce Demokratların şiddetle desteklediği Yoav Gallant’ın aniden İsrail Savunma Bakanlığı görevinden alınması tesadüften öte bir nitelik taşıyor olabilir. Trump’ın zaferi sonrası tüm dünya piyasalarının aniden düşüşe geçtiği ve sadece Türk Lirasının değer gördüğü bilgisi de konuyla ne kadar alakalı ki diyebilirsiniz.
***
Ancak yerine gelen Yisrael Kantz’ın Türkiye ile alakalı pek hoş düşüncelerinin olmadığını, Türk Kolluk Kuvvetlerinin Filistin’de gizli şekilde yer aldığını iddia ettiğini ve özellikle Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı soykırımcılıkla suçlayarak “Kürtleri katleden, Kıbrıs’ı işgal eden, insanlık suçları işleyen” biri olarak nitelendirdiğini unutmamak gerekiyor.
***
Ticaretin en temel mantığı olan düşükten alıp yüksekten satarak kar etme kavramını göz önünde bulundurduğumuzda tüm dünya borsalarının “darbe almaksızın” aniden düşüşe geçmesinin aslında bir nevi “alım fırsatı” oluşturduğu ve bu alım fırsatına kapalı olan tek tarafın Türk Lirası ve Türkiye olduğu gerçeğiyle de karşılaşıyor olabiliriz. Trump’ın seçim öncesinde şiddetli şekilde İsrail’in Filistin’de gerçekleştirdiği soykırıma karşı olumlu anlamda propaganda yapması, peşi sıra gelen savunma bakanı değişimi ve bu detay vaziyeti buradan baktırmaya yönlendiriyor. Ancak unutmamak gerekiyor ki Ekonomi hayat ve siyasetle ilişkili olduğu kadar kendi içerisinde de birtakım teknik usul ve esaslar da taşımakta. Borsalarda yaşanan bu tepkimenin aslında sadece ekonomiyle alakalı olabileceği gerçeğine de gözü kapatmamak gerekiyor fakat dediğim gibi tesadüflere pek yer olmayan bir dönemin içerisinde yaşıyoruz ve zamanla göreceğiz.
***
Bir diğer garip husus da Amerika’da yaşayan insanların Trump’ın seçimine karşı verdiği garip tepkiler oldu. Florida’da, Texas’ta Trump’ın zaferi sonrası “Yaşadığınız sel felaketinde size yardım gönderdik ama siz Trump’ı seçtiniz” gibi demokrat tepkileri bir yerden tanıdık geliyor olabilir.
***
Bir demokrattan gelen “Kamala’nın kampanyası iyiydi ama amerikalılar onu anlamadı” tepkisi daha, tanıdık mı? Bence evet. Peki, bu bizi nereye doğru götürebilir ki?
***
Türkiye’nin siyasi ve sosyolojik olarak denge sarsan birçok olayı önceden tecrübe ederek refleks oluşturması ve bu reflekslerin diğer milletlerce sonradan keşfi olarak nitelendirilebilir. Ancak unutmamak gerekiyor ki Dünya artık sınırlardan ibaret değil. Konuştuğunuz dilden tutun, yediğiniz ve içtiğiniz şey, üstünüzdeki kıyafet, dinlediğiniz veya izlediğiniz içeriğe kadar her şey entegrenin bir nevi göstergesi. Evet, dünya gün geçtikçe engellenemez bir biçimde artık daha dinamik ve görünür. En basitinden refah hayatlar yaşayan insanların yaşantısı artık göz hapsinde değildir diyebilir miyiz? Vaziyet ise bizi şu noktaya getiriyor: Benim bunlardan ne farkım var?
***
Sanırım entegrasyon isteyenlerin unuttuğu husus buydu. Bu vaziyet dünyaca sürdürülebilir bir halde mi? Gün geçtikçe sanmıyorum demek daha makul oluyor.
© Copyright © 2022 Lider Gazete, Sitemizde bulunan yazı, video, fotoğraf ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz veya kaynak gösterilmeden kullanılamaz