Türkiye’ye satılmak üzere 900’e yakın büyükbaş hayvanı taşıyan Lübnan bandıralı gemi, 18 Aralık’ta İspanya’nın Cartagena Limanı'ndan ayrıldı. Ancak Türk yetkililerin ‘mavi dil hastalığı’ nedeniyle reddettiği büyükbaş hayvanların, Akdeniz’deki 2 aylık yolculuğunun ardından geminin geri döndüğü İspanya’da itlaf edilmeye başlanacağı belirtildi.
İspanya’nın Cartagena Limanı'ndan 18 Aralık’ta ayrılan ve Türkiye’ye satılmak üzere 900’e yakın büyükbaş hayvan taşıyan Lübnan bandıralı 'Karim Allah' gemisi, Türk yetkililerin ‘mavi dil hastalığı’ nedeniyle hayvanları reddetmesinin ardından 31 Aralık’ta Türkiye’den ayrılarak hayvanların orada satılması için Libya’ya doğru yola çıktı. Trablus Limanı'na ulaşmasının ardından Libyalı yetkililer de ‘mavi dil hastalığı’ nedeniyle hayvanları reddetti. 9 Ocak’ta Trablus’tan ayrılan gemi 22 Şubat’ta İspanya’nın Cartagena limanına geri döndü.
HAYVANLARIN 22’Sİ GEMİ SEYİR HALİNDEYKEN YAŞAMINI YİTİRDİ
Akdeniz’deki 2 aylık yolculuğunun ardından İspanya’ya geri dönen gemide konteynerlerde tutulan hayvanlardan 22’sinin gemi seyir halindeyken yaşamını yitirdiği, bunlardan 20’sinin parçalanarak denize atıldığı belirtildi. İspanya Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı yetkilileri gemide 864 hayvanın sayıldığını açıkladı. Geri kalan hayvanların ise yaklaşık 37 saat sürmesi beklenen bir operasyonla gemiden boşaltılarak kesimlerinin başlayacağı ifade edildi. Tarım Bakanlığı'nca dün yapılan açıklamada, gemidekilerin, 'hayvanları yürürlükteki düzenlemelere uygun olarak izole edip kesim işlemine' başlamaması halinde bakanlığın bunu yapacağı belirtildi.
‘SALI GÜNÜ BAŞLAYACAKLARINI BELİRTTİLER’
Geminin Khalifeh Livestock Trading'e ait olduğu, Talia Shipping Line tarafından yönetildiği ve her ikisinin de Lübnan'da bulunduğu ifade edildi. Ancak hayvanların sahibinin üçüncü bir parti olduğu belirtildi. Talia Shipping Line'ı temsil eden Avukat Miquel Masramon, "İspanyol yetkililer salı günü hayvanları öldürmeye başlayacaklarını belirttiler" dedi. Hem Talia Shipping Line Direktörü Majed Eid'in hem de Masramon'un karara karşı çıkacaklarını söyleyerek, amaçlarının, geçen hafta yapılan mavi dil kan testlerinin sonuçlarını aldıktan sonra hayvanların iyileşmesine zaman tanımak ve yeni bir alıcı bulmak olduğunu ifade ettiği belirtildi.
LİBYA’DA ŞAP HASTALIĞININ VARLIĞI NEDENİYLE HAYVANLAR AB’YE ALINAMIYOR
İspanyol yetkililer tarafından vurgulanan hastalık düzenlemelerine göre, Libya'da çiftlik hayvanları için büyük etkisi olan diğer epizootik (hayvanlar arasında yayılan hastalık) hastalıkların yanı sıra şap hastalığının varlığı nedeniyle söz konusu hayvanların Libya'dan sonra tekrar Avrupa Birliği (AB) ülkesine alınamayacağı ifade edildi.
RAPORDA HAYVANLARIN GENEL OLARAK KÖTÜ DURUMDA OLDUKLARI SONUCUNA VARILDI
Geçen hafta gemiye binen İspanyol veteriner yetkilileri tarafından hazırlanan bir raporda, hayvanların uzun yolculuktan etkilendiği ve genel olarak kötü durumda oldukları sonucuna varıldığı ifade edildi. Bazılarının rahatsız olduğu, AB dışına taşınmaya veya AB'ye girilmesine izin verilmeye uygun olmadığı ve ötanazinin sağlıkları ve refahları için en iyisi olacağı sonucuna varıldı. Raporda, hayvanların mavi dil hastalığı olup olmadığının ifade edilmediği ancak başka rahatsızlıklara dikkat çekildiği belirtildi.
Ayrıca Masramon, yeni bir veteriner raporu almaya çalıştıklarını ve gemiye binip, hayvanları inceleyip İspanyol yetkililerin veteriner raporuna yanıt vermesi için bir veteriner bulmayı umduğunu söyledi.
HAYVANLARI KORUMA DERNEKLERİ TEPKİ GÖSTERDİ
Avrupa Birliği, hayvanların taşınma sırasında korunmasına ilişkin düzenlemeleri, Avrupa Konseyi yönetmeliği aracılığıyla yapıyor. Ancak Animal Equality ve benzeri kuruluşlar, gemide bu yönetmelikte belirtilen kurallara uyulmadığını ifade ediyor. Animal Equality Başkanı Silvia Barquero, “Gemi limandan ayrıldıktan sonra kontrol etmenin bir yolu yok” ifadelerini kullandı. İspanyol medyası, gemide 18 kişilik mürettebatın bulunduğunu ancak bu kişiler arasında veteriner olmadığını duyurdu.
Animal Welfare Organizasyonu, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “Bu hayvanların trajedisi, bu tür ticaretin zayıf bir şekilde kontrol edildiğini ve hayvanların keyfi ve hataların kurbanı olduğunu göstermektedir” ifadelerine yer verildi. Bu kapsamda hayvan hakları koruma dernekleri, Avrupa Birliği’nden hayvanların taşınmasına ilişkin yönetmeliği düzenlemesi ve kontrol mekanizmalarını gözden geçirmesi çağrısında bulunuyor.
DHA
Tarım ve Orman Bakanlığı Tayvan'a nitrofuranlı yumurta gönderildiği iddialarını araştırmak üzere inceleme başlatıldığı açıkladı.
Antalya’da 20 dönüm örtü altı alanda yıllık 50 bin paket tohum üretimi yapan Ziraat Yüksek Mühendisi Ali Uzun, 7 türde 50 çeşit tohumu 16 ülkeye ihraç ediyor. Uzun, “Antalya’da ilerleyen yıllarda seralarda belki de yemek için domates üretilmeyecek. Tamamen tohumluk üretilecek. Çünkü biz tohumluk ürettiğimiz zaman birim alandan 10 katı daha fazla kazanabiliriz. Bunu bugün günümüzde Hindistan başarmış durumda. Sektörümüze teşvik alabilirsek hem istihdama katkıda bulunuruz hem de ülkemizin ihracatına katkıda bulunuruz” dedi.
Antalya’nın Serik ilçesinde sabahın erken saatlerinde seraya giren kadınların mavi yemiş (blueberry) mesaisi başladı. Saksılardan tek tek toplanan mavi yemişlerin 125 gramı 45 liradan alıcı buluyor.
Avrupa Birliği (AB) Komisyonu’nun Gıda ve Yemler İçin Hızlı Alarm Sistemi (RASFF) portalında, 2022 yılında Türkiye kaynaklı tarım zehri bildirimi sayısının, 311’i pestisit olmak üzere 518 olduğu kaydedildi. Bildirim yapılan ürünlerdeki pestisitler arasında, Türkiye’de kullanımı yasaklanmış iki etken madde olduğu da kaydedildi.
Yıllık ortalama 4 milyon dolarlık karpuz ihracatının yapıldığı Antalya’da, daha erken dönemde ürün elde etmek amacıyla seralarda karpuz ekimi yaygınlaşıyor.
Antalya’nın Elmalı ilçesinde örtü altı sera domates dikimi başladı.
Antalya’nın Alanya ilçesinde, bu yıl yaklaşık 3 bin ton rekolte beklenilen yenidünya meyvesinin hasadına havaların sıcak gitmesi dolayısıyla erken başlandı.
Hatay’ın Defne ilçesinde depremzede üretici, hasat zamanı gelmiş tarladaki ürünleri için çağrı yaptı. Depremden sonra bölgeye alıcı gelmediğini belirten çiftçi Süleyman Bilgin, “Ürünlerimizin çürümesini, tarlada kalmasını istemiyoruz” dedi.
Antalya'nın Akseki ilçesinde, sedir ve ladin gibi ağaçların dibinden toplanan kuzugöbeği mantarının kilogramı 300 ila 400 liradan satılıyor.
Önümüzdeki günlerde yaşanması beklenen zirai don riskine karşı tarım üreticilerinin tedbirli olması önerildi. Tarımsal don karşısında çiçek açan meyveler büyük risk taşıyor.
