Yılbaşının vazgeçilmezi arasında olan kokina çiçeği tezgahlarındaki yerini almaya başladı. Kokina çiçeğinin uğur getirdiğine, eğer bir sonraki yılbaşına kadar solmadan durursa, ev sahibi olunacağına inanılıyor. Yılbaşının simgesi haline gelen bu çiçeği toplamak ise oldukça zahmetli.
"HAZIRLAMASI 3 AY SÜRÜYOR"
Aile mesleği olarak küçük yaşlardan itibaren kokina toplayan İsmigül Kütük, yılbaşına 3 ay kala dağlardan 'gıcır' adını verdikleri kırmızı çiçekleri topladıklarını, yeşil dikenli yapraklarını ise ormanın derinliklerinden büyük zahmetler çekerek topladıklarını söyledi. Yıllardır kokina çiçeği yaptığını söyleyen Kütük, "Senelerdir bu zanaatı yapıyoruz. Dedelerimiz, büyüklerimiz yapıyordu. Onlardan da bize kaldı. Biz bunları ormandan getiriyoruz. Gıcırını, dikenini ayrı topluyoruz. Ormandan getirip evde topluyoruz. 3 ay bunlarla uğraşıyoruz. Ekim ayında toplamaya başlıyoruz. Çok zor oluyor toplamak. Bütün gün ormanın içindeyiz. Dışarıda çadır kuruyoruz. Geziyoruz bunları bulabilmek için. Çok eziyet çekiyoruz biz bunları yapmak için. 15 yaşından beri kokina yapıyorum, şimdi 45 yaşındayım. Uğur getirdiği söyleniyor, alanlara getirmiş ama bana bir uğuru olmadı" diye konuştu.
"DAĞLARDAN, ORMANIN DERİNLİKLERİNDEN TOPLANIYOR"
Kütük'ün akrabası Metin Yongacı ise kokina çiçeği için bir ay boyunca Kastamonu dağlarında çadırda kaldıklarını belirterek, "Çok zahmet isteyen bir iş. Aslında ben yapmak istemiyorum. Mecburiyetten yapıyorum. Bunların serüveni 3 ay önceden başlıyor. Yılbaşına 3-4 gün kala tüm işlerimiz bitiyor. 3 ay içinde bunun toplamasını bağlamasını yağmur, kar, çamur demeden yapıyoruz. Gıcır dediğimiz kırmızı topları genelde Sinop, Kastamonu Cide'den topluyoruz. Dikenlerini Belgrad Ormanı'ndan topluyoruz. Bana kalsa yapmam, toplaması, bağlaması çok pis iş. Hava güzel olduğunda dışarıda yapıyoruz ama normalde evin içinde bağlanır. Her yer çöp oluyor evde yapınca" dedi.
"EMEĞİMİZİN KARŞILIĞINI ALAMIYORUZ"
Sevda Yongacı ise tüm bu zahmetlere rağmen tezgahlarda emeklerinin karşılıklarını alamadıklarını söyledi. Yongacı, "Tüccarlar çok ucuz istiyor bizden, biz de vermiyoruz. Aslında 10 lira eder ama 4-5 liraya satıyorlar bunu. Olmaz, bunlar çok zahmetli. Bu fiyatlar emeğimizi karşılamıyor. Ormana gidip, tepeden tepeye atlıyoruz bir tane bulabilmek için. Gıcırı Kastamonu'dan topladık. Bir ay Kastamonu'da kaldık. Kastamonu'nun ormanı güzel ama çok ayı var. Ayılardan çok korktuk. Yılbaşı için 4-5 bin tane hazırlıyoruz" şeklinde konuştu.
DHA
Tarım ve Orman Bakanlığı Tayvan'a nitrofuranlı yumurta gönderildiği iddialarını araştırmak üzere inceleme başlatıldığı açıkladı.
Antalya’da 20 dönüm örtü altı alanda yıllık 50 bin paket tohum üretimi yapan Ziraat Yüksek Mühendisi Ali Uzun, 7 türde 50 çeşit tohumu 16 ülkeye ihraç ediyor. Uzun, “Antalya’da ilerleyen yıllarda seralarda belki de yemek için domates üretilmeyecek. Tamamen tohumluk üretilecek. Çünkü biz tohumluk ürettiğimiz zaman birim alandan 10 katı daha fazla kazanabiliriz. Bunu bugün günümüzde Hindistan başarmış durumda. Sektörümüze teşvik alabilirsek hem istihdama katkıda bulunuruz hem de ülkemizin ihracatına katkıda bulunuruz” dedi.
Antalya’nın Serik ilçesinde sabahın erken saatlerinde seraya giren kadınların mavi yemiş (blueberry) mesaisi başladı. Saksılardan tek tek toplanan mavi yemişlerin 125 gramı 45 liradan alıcı buluyor.
Avrupa Birliği (AB) Komisyonu’nun Gıda ve Yemler İçin Hızlı Alarm Sistemi (RASFF) portalında, 2022 yılında Türkiye kaynaklı tarım zehri bildirimi sayısının, 311’i pestisit olmak üzere 518 olduğu kaydedildi. Bildirim yapılan ürünlerdeki pestisitler arasında, Türkiye’de kullanımı yasaklanmış iki etken madde olduğu da kaydedildi.
Yıllık ortalama 4 milyon dolarlık karpuz ihracatının yapıldığı Antalya’da, daha erken dönemde ürün elde etmek amacıyla seralarda karpuz ekimi yaygınlaşıyor.
Antalya’nın Elmalı ilçesinde örtü altı sera domates dikimi başladı.
Antalya’nın Alanya ilçesinde, bu yıl yaklaşık 3 bin ton rekolte beklenilen yenidünya meyvesinin hasadına havaların sıcak gitmesi dolayısıyla erken başlandı.
Hatay’ın Defne ilçesinde depremzede üretici, hasat zamanı gelmiş tarladaki ürünleri için çağrı yaptı. Depremden sonra bölgeye alıcı gelmediğini belirten çiftçi Süleyman Bilgin, “Ürünlerimizin çürümesini, tarlada kalmasını istemiyoruz” dedi.
Antalya'nın Akseki ilçesinde, sedir ve ladin gibi ağaçların dibinden toplanan kuzugöbeği mantarının kilogramı 300 ila 400 liradan satılıyor.
Önümüzdeki günlerde yaşanması beklenen zirai don riskine karşı tarım üreticilerinin tedbirli olması önerildi. Tarımsal don karşısında çiçek açan meyveler büyük risk taşıyor.
