AKIL ALMAZ İDDİALARA NET YALANLAMA
Depreme dayanıksız olduğu tespit edilen Antalya Arkeoloji Müzesi yıkılarak yerine modern müzecilik anlayışıyla donatılmış, daha büyük kapasiteli ve çok işlevli yeni bir müze inşa edilecek. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın yaklaşık 2,5 milyar liralık yatırımla hayata geçireceği yeni müzenin 2026 yaz sezonuna yetiştirilmesi planlanıyor. Bazı sosyal medya platformları ve çevrelerde ortaya atılan “müze taşınıyor”, “araziye otel yapılacak” ya da “peşkeş çekiliyor” gibi asılsız iddialar net bir dille yalanlandı. Yapılan açıklamada, müzenin mevcut alanında kalacağı ve eserlerin güvenlikli geçici depolarda koruma altına alınarak kent sınırları dışına çıkarılmayacağı vurgulandı. Bakanlık, kültürel değerleri gözeterek Antalya’ya yakışır yeni bir müze için çalışmalarını kararlılıkla sürdürüyor.
“MANİPÜLASYONLARA İZİN VERMEYECEĞİZ”
Antalya Arkeoloji Müzesi’nin yenilenme projesi etrafında oluşan tartışmalara Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürü Birol İnceciköz kapsamlı açıklamalarla yanıt verdi. Özellikle kamuoyunda dolaşan iddialara karşı net ifadeler kullanan İnceciköz, sürecin şeffaf ve teknik raporlar ışığında ilerlediğini belirterek, "Manipülasyonlara izin vermeyeceğiz" diye konuştu. İnceciköz, projenin başından itibaren şeffaf bir süreç izlendiğini, Antalya Kent Konseyi ve Mimarlar Odası başta olmak üzere ilgili tüm sivil toplum kuruluşlarıyla görüşmeler yapıldığını ve proje detaylarının açık şekilde paylaşıldığını belirtti. Bu toplantılarda projenin detaylarının sunulduğunu ve müzenin gerekli olduğu konusunda mutabakat sağlandığını aktaran İnceciköz, "Ne zaman ki resmi süreçleri başlattık, anladığım kadarıyla birkaç marjinal grup tarafından olay manipüle edilmeye çalışıldı" dedi.
Yeni müze projesinin hem kapalı hem de açık alan ihtiyacını karşılayacak şekilde tasarlandığını belirten İnceciköz, müzenin bahçesindeki her bir ağacın yerinde korunacağını ve ağaç rölevelerinin alındığını açıkladı.
Antalya Müzesi yenileniyor
— Lider Haber TV (@liderhabertv) July 16, 2025
Detaylar: https://t.co/F3uKCfnKVc@MehmetNuriErsoy@birolincecikoz pic.twitter.com/i888Lv8NnR
2026’DA ANTALYA’YA YENİ NESİL MÜZE GELİYOR
Müze yıkıldıktan sonra yerine otel yapılacağı yönündeki iddialara da değinen İnceciköz, bu iddiaları "oldukça komik" olarak nitelendirdi. İnceciköz, bakanlığın yatırım programının resmi gazetede yayımlandığını ve yeni Antalya Müzesi yatırımının açıkça belirtildiğini hatırlattı. Yeni müzenin, eserlerin sergilenme ihtiyaçlarına göre tasarlanmış modern bir yapı olacağını belirten İnceciköz, 2026 yılı sonunda tamamlanmasını hedeflediklerini açıkladı.
Projenin uluslararası yarışmalara dahil edileceğini ve ödüller alacağına inandıklarını ifade eden İnceciköz, "İnşallah Antalyalıların ve Türkiye'deki tüm vatandaşlarımızın kültüre ilgi duyan, çok beğenerek gezeceği bir müze olacağını değerlendiriyoruz" dedi.
BAKAN ERSOY, LİDER GAZETE’YE AYLAR ÖNCE AÇIKLAMIŞTI
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Türkiye Kültür Yolu Festivali’nin son durağı olan Antalya’da yapılan basın lansmanında, Lider Gazete’ye özel açıklamalarda bulunmuştu. Bakan Ersoy, Antalya Arkeoloji Müzesi’nin yenileme projesinin detaylarını kamuoyuna ilk kez bu özel röportajda paylaşmıştı. Yerel seçimler sürecinde müzenin yenileceği müjdesini verdiklerini hatırlatan Ersoy, “Müze yerinde dönüşüm olacak. Proje son halini aldı. Yıl sonuna kadar tüm detayları kamuoyuyla paylaşacağız. Burası Antalya’ya yakışan çok daha büyük kapasiteli bir müze olacak. Kısa sürede yatırımı tamamlayarak, 2026 yaz sezonuna yetiştirmeyi planlıyoruz” ifadelerini kullanmıştı.
“BU BİR YIKIM DEĞİL, BİR KURTULUŞ HAMLESİ”
Antalya Arkeoloji Müzesi'nde görev yapan Yüksek Mimar Ersin Yasin Öztürk, yapının tarihsel arka planını ve yaşanan sorunları detaylı şekilde aktardı. Öztürk, binanın 1972’de hizmete girdiğini, ancak daha 10 yıl geçmeden ciddi su alma, yalıtım ve statik sorunlar yaşandığını belirterek, “Binanın teras çatısı düzgün inşa edilemediği için sürekli su aldı. Cephe kaplamaları dökülmeye başladı, çörtenler kırıldı. Ek binalarla çözüm arandı ama sadece geçici nefes alındı. Zamanla kolonlar çatladı, çatılardan su aktı, yapının taşıyıcı sisteminde ciddi zayıflamalar oluştu” dedi.
Tramvay inşaatı sırasında yaşanan titreşimlerin kolonlarda patlamalara neden olduğunu belirten Öztürk, yapılan deprem testlerinde bazı kolonların dayanımının 5-9 megapascal seviyelerine düştüğünü, ortalamanın ise 12,5 olduğunu açıkladı. Yüksek Mimar Öztürk, “Ortalaması 20'nin altında olan binalar güçlendirilmez, yıkılır. Çünkü can güvenliği söz konusudur. Bu bina sadece işlevsiz değil, tehlikelidir” ifadelerine yer verdi.
“KORUNAMAZ, RESTORE EDİLEMEZ, ONARILAMAZ”
Yapının özgünlüğünü yitirdiğini de dile getiren Öztürk, “Orijinal teras çatılar kapatılmış, doğal aydınlatma iptal edilmiş, doğramalar değiştirilmiş. İç-dış birçok müdahale ile özgünlük tamamen kaybolmuş. Bu haliyle ne estetik bir değer taşıyor ne de teknik olarak kurtarılabilir. Bu yüzden yıkım kararı tamamen bilimsel ve etik bir zorunluluktur” dedi. Bazı çevrelerce dile getirilen “arazi ranta açılıyor” iddialarına da tepki gösteren Öztürk, “Bu bina için peşkeş, otel yapılacak gibi söylemler akıl dışı. Burada, bakanlık tarafından kamusal faydayı önceleyen bir proje yürütülüyor. Sayın Bakanımızın son yıllarda arkeolojiye sağladığı destekler neticesinde kazı sezonları 12 aya çıktı, yerli bilim insanları daha aktif hale geldi. Bu müze yenilemesi de bu vizyonun bir parçasıdır. Antalya’nın buna ihtiyacı var” ifadelerini kullandı.
“ŞİMDİ GERÇEKLERİ BELGELERLE ANLATIYORUZ”
Yıllardır bu bina için mücadele ettiğini aktaran Öztürk, bazı meslek gruplarının hiç araştırma yapmadan nostaljik duygularla hareket ettiğini belirterek, “Bir yıldan fazla süredir bu süreç yürütülüyor. Sayın Bakanımız geldi, açıklama yaptı. Projeyi çizen mimarlık ofisi gönüllü olarak katkı sundu. Herkesin katılımına açık bilgilendirme toplantıları yapıldı. Ama ne gariptir ki, bu toplantılara katılmayanlar şimdi çıkıp ‘oldubitti’ diyorlar. Bir yıldır neredeydiniz?” şeklinde konuştu.
TEKNİK RAPORLAR SUNULDU
Yüksek Mimar Ersin Yasin Öztürk ve teknik ekip tarafından hazırlanan raporlarda binanın ciddi yapısal riskler taşıdığı net şekilde belgelerle ortaya kondu. Yıkım kararının rastgele alınmadığını vurgulayan Öztürk, kolondan alınan karot örneklerinin dayanım ortalamasının sadece 12 MPa seviyesinde olduğunu belirtti. Öztürk, bu değerin 20 MPa altında olması durumunda güçlendirme yapılmasının teknik açıdan mümkün olmadığını vurguladı.
Yapılan ölçümlerde ise bazı kolonlarda dayanım değerinin 5,09 MPa gibi tehlikeli seviyelere kadar düştüğü tespit edilirken, bu düşük değerlerin zemin kat kolonlarında görülmesi, binanın daha fazla yük taşıyan bölümlerinin dahi taşıyıcı özelliklerini kaybettiğini gösteriyor.
DEMİR DONATILAR DA ÇÜRÜMÜŞ
Bir başka teknik raporda kolonların içerisindeki demir donatılara ilişkin tespitler yer aldı. Her kolonda yalnızca 4 adet 20’lik demir bulunduğu, bu sayıların modern normlara göre oldukça yetersiz olduğu ifade edildi. Bu donatılarda gözle görülebilir düzeyde ağır korozyon (paslanma ve bozulma) bulunduğu belgelerle ortaya kondu.