Plüton'un kalbinin nasıl oluştuğunu artık biliyoruz
Plüton'un en tanınabilir özelliği, Tombaugh Regio olarak bilinen, üzerindeki kalp şekli. Yeni bir araştırma bu şeklin yer aldığı bölgenin nasıl oluştuğunu gün yüzüne çıkarıyor.
Plüton'un en tanınabilir özelliği, Tombaugh Regio olarak bilinen, üzerindeki kalp şekli. Yeni bir araştırma bu şeklin yer aldığı bölgenin nasıl oluştuğunu gün yüzüne çıkarıyor.
NASA'nın uzay aracı New Horizons (Yeni Ufuklar) 2015 yılında
gezegenin yanından geçerken, yüzeydeki bu romantik görünümlü şekli yakalamıştı.
Tombaugh Regio olarak bilinen yapı, Plüton'un bilim
insanlarınınn düşündüğü gibi çorak bir doğal görünüme sahip olmadığını gösteren
başlıca örneklerden biriydi.
Nature Astronomy dergisinde yayınlanan araştırmaya göre
kalp, Plüton'un 640 kilomere genişliğinde, yüzde 15'i kayadan oluşan bir
nesneyle çarpışması sonucu oluştu.
Bu parametrelere göre, nesne Plüton'un yüzeyini kısmi bir
darbeyle parçaladı.
Çarpan cismin çekirdek kısmı, muhtemelen kalbinin düzgün buz
tabakaları altında hala orada bulunuyor.
Ortaya çıkan şekil, tipik çarpma kraterine benzemek yerine,
buzlu bir gözyaşı damlası gibi görünüyor.
Araştırmacılar bu senaryoyu Plüton'un yüzeyindeki etkileri
ve ortaya çıkan oluşumları simüle etmek için bilgisayar modellerini kullanarak
belirlediler.
Bilimsel olarak Tombaugh Regio olarak bilinen Plüton'un
kalbi, açık rengini nitrojen buzundan alıyor.
Arizona Üniversitesi Ay ve Gezegen Laboratuvarı'nda profesör
olan çalışmanın yazarlarından Erik Asphaug, Güneş sisteminin uzak
noktalarındaki buzlu cisimler arasındaki etkilerin güneşe daha yakın olanlara
benzemediğini söyledi .
Araştırmacılara göre eğer Plüton’un bir yer altı okyanusu
olsaydı, kalp şeklindeki bölge dönme hareketi sebebiyle kutuplara doğru
kayardı.
Ancak ekvatora yakın konumu, bu teorinin geçersiz olduğunu
gösteriyor.
Türkiye ve dünya genelinde son dönemlerde navigasyon kazalarının arttığına dikkat çeken Bilişim Uzmanı Prof. Dr. Ali Murat Kırık, “Güncellenemeyen ya da sinyal kayıpları yaşayan bu cihazlar, ciddi sorunlara yol açabiliyor. Sürücülerin sadece navigasyona odaklanması, tehlikeli sonuçlar doğurabiliyor” diye açıkladı.
Türk Hava Kurumu (THK) Üniversitesi Uçak Mühendisliği Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mecit Yaman, yapay zekayı da kullanarak geliştirdikleri projeyle termal akımla havalanacak insansız hava araçlarının (İHA) daha az enerjiyle daha uzun süre gökyüzünde kalmasını hedeflediklerini söyledi.
Antalya Teknokent Yapay Zeka ve Oyun Teknolojileri Hızlandırma Programı Projesi kapsamında Yapay Zeka ve Oyun Teknolojileri Demoday Programı düzenlendi. Bu alanda 1 yıl süren eğitimlere katılan 35 genç girişimci çalışmalarıyla ilgili sunumlarını gerçekleştirdi.
TÜBİTAK tarafından geliştirilmeye başlanan ‘Türkçe Büyük Dil Modeli’ ile yapay zekanın Türkçesinin geliştirmesine katkı sağlanacak, Türk gibi düşünmesine altyapı oluşturulacak.
Bayraktar KALKAN DİHA (Dikey İniş Kalkışlı İnsansız Hava Aracı) 30. uçuşunda gerçekleştirilen sistem tanımlama testlerini başarıyla tamamladı.
HAVELSAN tarafından geliştirilen milli yazılım çözümleri Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile bağlı kurumların veri depolama ve transfer süreçlerinde görev yapacak.
Baykar tarafından milli ve özgün olarak geliştirilen Bayraktar TB3, bir test uçuşunu daha başarıyla tamamladı. Milli SİHA, bu defa ‘Tam Yükte Kalkış - İniş Performans Testi’ni geçti.
Baykar’ın milli ve özgün olarak geliştirdiği Bayraktar TB3 SİHA, sınıfında dünyanın en iyisi olan yerli elektro-optik sistem ASELFLIR-500 ile yaptığı ilk uçuş testini başarıyla tamamladı.
Baykar tarafından yerli ve özgün bir şekilde geliştirilen Bayraktar TB3 İnsansız Hava Aracı, 23. uçuş denemesini de başarı ile sonuçlandırdı.
Deniz Kuvvetleri Komutanlığının sahip olduğu 12 denizaltının en modernlerinden biri olan TCG Preveze, limana uğramaksızın 50 gün su altında görev yapabiliyor.
© Copyright © 2022 Lider Gazete, Sitemizde bulunan yazı, video, fotoğraf ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz veya kaynak gösterilmeden kullanılamaz