2019-2020 sezonu, Antalyaspor için güzel başladı.
Ligin ilk maçında Göztepe deplasmanında alınan galibiyet, takımı havaya soksa da daha sonra kaybedilen puanlar taraftarı üzdü.
Süper Lig’in 6. haftası Fenerbahçe’ye konuk olan Antalya ekibi, aldığı 1-0’lık galibiyetin ardından kötü bir dönem geçirmeye başladı.
Fenerbahçe maçı, Antalyaspor için kırılma noktalarından bir tanesiydi.
Bu maçın ardından kırmızı beyazlılar, tam 11 maç kazanamadı.
Farklı yenilgiler ve kendi sahasında kaybettiği puanlar taraftarı çileden çıkartıyordu.
Bu esnada Antalyaspor yönetimi, aldığı yanlış kararların cezasını çekiyordu.
Bülent Korkmaz ile yolların geç ayrılması, yerine Başakşehir’de yardımcı antrenörlük yapan Stjepan Tomas’ın getirilmesi tam bir kaos yarattı.
Futbolcuların verimsizliği, giden futbolcuların yerine transfer yapılmaması takımın dengesini iyiden iyi bozmuştu.
Bu süre zarfında Antalyaspor Başkanı Ali Şafak Öztürk de çok talihsiz açıklamalar yapmıştı. Başkan Öztürk, doğruları bulabilmek için tam 17 maç bekledi. Ve nihayet lige verilen arada Öztürk, doğruları yapmayı hatırladı.
Önce Tomas ile yollar ayrıldı, yerine ligi bilen Tamer Tuna, takımın başına getirildi.
Daha sonra ise takımın ihtiyacı olan bölgelere doğru transferler yapıldı.
Podolski, Sinan Gümüş, Adis Jahovic ve Veysel Sarı’nın takıma verdiği katkılarla Antalyaspor adeta yeniden doğdu.
Ali Şafak Öztürk ise istifa etme zorunluluğunun kıyısından döndü.
Ne mi oldu bu değişikliklerin ardından?
Türkiye Kupası’nda yarı final oynandı.
Finalin eşiğinden dönüldü.
Yenilmezlik rekoru kırdı Antalyaspor.
Ligin dibinde yer alırken, birden zirveye yükseldi.
Doğru kadro ve yönetimle Antalyaspor çok iyi işler çıkardı.
Fakat insan düşünmeden edemiyor.
Eğer Ali Şafak Öztürk, doğruları sezon başı yapsaydı bu takım belki de şuan Avrupa Kupalarına katılacaktı.
Geçen sezon sonu takımdan ayrılan Doukara ve Mevlüt Erdinç’in yeri sezon başı doldurulabilseydi, şuan çok farklı şeyler konuşuyor olacaktık.
Avrupa’da mücadele eden, ligin zirvesinde yer alan bir takımın taraftarı olacaktık.
Umarım Alif Şafak Öztürk, geçmişte yaptığı hatalardan ders alır, gelecekte hayali kurulan Avrupa’ya gidilir.
