22 Ağustos’ta E-Devlet üzerinden Türk vatandaşı olan herkesin isim-soyisim değiştirebileceği ancak bunun için birtakım gerekçelerin olması gerektiği belirtilerek açıklama yayınlandı.

***

Bu değişim talepleriniz normalde asliye hukuk mahkemeleri tarafından gerçekleştirilir ancak nüfus müdürlüğü de olası komik, rahatsızlık uyandıran ve utanç verici isim-soyisimler de direkt talebi alarak değiştirebilir.

***

Süreç buraya kadar çok normal gibi görünse de işin içinde bir tuhaflık olduğu aşikâr. Çünkü bu değerlendirilmesi gereken taleplerin çoğunlukla 2023 yılında oy kullanması muhtemel sığınmacılardan oluştuğu görülmektedir.

***

24 ağustos tarihinde sosyal medyaya düşen örnek bir ismi sizinle paylaşmak istiyorum. “Husem BOUSTAJİ” isimli ve Suriye uyruklu kişinin soyismi değiştiriliyor. Ne olarak mı? “Husem Postacı” şeklinde. Bir nokta daha var mı içler acısı aslında. Çünkü ne olursa olsun bu nokta nüfus politikası ve geleceği etkileyen bir unsur.

***

Husem isimli bu vatandaş normalde Suriye uyruklu olmasına karşın yeni çıkartılan kimliğinde uyruğu Türk olarak değiştiriliyor. Bir yandan ülkenin en önemli potansiyel sorunu olan sığınmacı ve kaçakların resmi yollarla vatandaşlık alırken bir yandan da uyrukları değiştiriliyor.

***

Bu önlem alınmaması durumunda totalde 1.500.000 kaçak, göçmen veya sığınmacının faydalanması anlamına geliyor. Yukarıda saydığım nedenler gerekçe olarak kabul edilen ve yıllardır normal görülerek yer alan maddeler ancak dikkat çeken yeni bir madde mevcut.

O da telaffuzu, söylenmesi zor bir isme/soyisme sahip olunması isim değişikliği gerektiren bir unsur olarak kabul ediliyor.

***

Gelelim en büyük tehlikeye bu insanların kayıt altına alınırken doğum yerinin ve nüfusa kayıtlı olduğu yerin olmamasından kaynaklı işlenmesi yüksek potansiyel herhangi bir suç karşısında bu isimlerin takibi dahi yapılamıyor.

GÜNAL’IN YORUMU

Buna ise Prof. Dr. Ahmet Nadi GÜNAL’ın şu harika yorumu eşlik ediyor:

“Böyle bir şeye tevessül edilebileceğini düşünmek ve hayal etmek bile istemiyorum umarım amaç yabancılara vatandaşlık verip sonra bunu kamufle etmek değildir. Aksi durum felaket olur...”