x


x
x
ARTIK HERKES KİRACI PSİKOLOJİSİ

Eskiden ev kiralamak geçici bir durumdu. Yeni evlenenler, öğrenciler ya da taşınanlar bir süreliğine kiracı olurdu. Sonra bir yuva kurulur, ev alınır, kök salınırdı. Şimdi ise bir ömür kiracılık, sadece konut piyasasının değil, hayatlarımızın da yeni normali oldu.

Ama bu mesele yalnızca “mülkiyet” değil. Kiracı olmak, artık sadece bir tapu meselesi değil; ruh hali. Bugün çoğumuz sadece evimizde değil, şehirde, işte, ilişkilerde, hayatta bile kiracı gibiyiz. Kalıcı değiliz. Bağ kuramıyoruz. Kök salamıyoruz.

Çünkü her şey değişebilir. Ev sahibi zam yapabilir, iş yeri kapanabilir, arkadaşlık bitebilir, ilişkiler çekip gidebilir. O yüzden eşyaları taşımaya hazır, duvarlara çivi çakmayan, kolileri atmayıp bir kenarda saklayan insanlar olduk. Ruhumuz da kolilenmiş gibi. "Ne olur ne olmaz" temkininin içinde sıkıştık kaldık.

Eskiden bir ev alınırdı, bahçesine ağaç dikilirdi. "Büyürken meyve verir" denirdi. Şimdi balkon bile lüks sayılıyor. Komşunun ismini bilmek nostaljiye dönüştü. Aidiyet duygusu değil, aidat ödemek kaldı bize.

"Geçici" olmak yorar insanı. Kalıcı olamamak, bir yere ya da birine ait hissedememek… Her an kapının çalınacağından, "çıkmanız lazım" deneceğinden korkmak. O yüzden aslında mesele ev değil, huzur.

Kiracılıktan söz ederken konuşmamız gereken tek şey kira bedeli değil. Asıl mesele, artık kendimizi bile kendi hayatımızda misafir gibi hissetmemiz.

BİR CEVAP YAZ

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yorumlar (0 Yorum)
Yorum Sıralaması:
liderhaber.com.tr liderbursa.com Güncel Ekonomi Sağlık RESMİ İLANLAR E GAZETE Politika Eğitim
Anasayfa Kategoriler
ÜYE VE KÖŞE YAZARI GİRİŞİ
GİRİŞ BAŞARILI YÖNLENDİRİLİYOR
GİRİŞ BAŞARISIZ !