x


x
x
SON SAYFAYI AÇMADAN

“Vaktin birinde bir ülkenin adil bir hükümdarı varmış.” cümlesi ile başlayan kıssalar muhatabın gözünde bir ışıltı, yüzünde bir tebessümle karşılık bulur hep. Hükümdarın adil oluşu, müreffeh olmasa bile mutlu, huzurlu insanlardan oluşan bir halkın el ele vermiş tablosunu oluşturur muhayyilede. İnsan, böylesi ferah sözcüklere, sıcak tasvirlere doğası gereği ihtiyaç duyar.

Adil, ismi fail bir sözcük, yani eylemi gerçekleştiren. Eylemi ise adalet. Kavramları iyi şekillendirebilmenin en güzel yöntemlerinden biri onun zıddını karşısına koymaktır. Adilin zıttı zalim, adaletin zıttı zulüm.

Adalete zıt duran aslında o kadar çok sözcük var ki. Kayırmacılık, bencillik, çıkarcılık, zorbalık,  tarafgirlik, torpil, şiddet, kibir, horgörü, nifak, ifsat, husumet, … Adaletle hükmedilmeyen her eylemin karşısındaki davranış onun zıddıdır ve o kadar çoktur ki… Bir ordu gibi… Komutanları ise zulüm… Adalet, dikilmiştir tek başına koca ordunun karşısına yalınkılıç.

Birbirimizden uzak şehirlerde ikamet ettiğimiz gönülden sevdiğim bir arkadaşımla –ki bu, dostun özelliğidir- yaptığımız uzunca bir telefon görüşmesinde söz memleket meselelerine ulaşınca dedi ki: “Güçlü iken adil olmak, zayıfken adalet istemekten evladır.” Sözü tarttım, eledim telledim, sözün tek öznede ne kadar manidar olduğuna kani oldum.

Adil olmayan öznenin güç elden gittikten sonra adaleti savunmasının riyası üzerinde düşünmeye başladım. Bende bu düşünce yolculuğuna yelken açılmasını sağlayan sözün sahibinin ismini anmamak haksızlık olur. Sözün sahibi, gençlik yıllarımda kaderin bizi buluşturduğu, birçok anıyı birlikte paylaştığımız, bir güzel dost, bir dobra söz: Ziyaettin Akıncıoğlu. Allah ondan razı olsun.

Bütün zamanların en güzel aşk anlatısının yapıldığı Güvercin Gerdanlığı adlı eserinde düşünür, âlim, edip ve şair Kurtubalı İbn Hazm’a kulak verelim:

               “İyi günde ilgisizdin bana karşı alabildiğine

                 Şimdi ilgilenir oldun kader yüz çevirince

                 Artık beni sevmen de bir işe yaramıyor

                 Yetkiliyken sevgi gösterseydin keşke”

Birinden sorumlu her insanın yetki sahibi olduğu gerçeğinden hareketle birden fazla insandan sorumlu olan insanın yetki alanının genişliğini fikredelim. Öğretmenin öğrenciler, okul müdürünün tüm öğrenci, öğretmen ve diğer çalışanlar; doktorun hastalar, başhekimin tüm hastalar ve doktorlar; savcının zanlılar, başsavcının tüm savcılar üzerindeki yetkisi düşünüldüğünde yetkinin tüm insanlarda olduğunun ve nasibin gösterdiği üst makamlara doğru yetki alanının genişlediğinin aksini düşünmek yanlış olmaz mı?

Derece derece genişleyen yetki alanındaki insanların sosyal hayattaki birbirine olan ihtiyacı göz önünde bulundurulduğunda “İyilik yap ki iyilik bulasın.” ilkesiyle hareket, aslında insanın kendi benliğine yaptığı iyilik olmaz mı? Ya da yaptığı zulüm aslında kendi hayatına yaptığı zulüm olmaz mı?

Adaletin karşısında bir ordu gibi duran kavramı ya da kavramları yoldaş edinmişlerin, bütün üniformaların terk edilmesinin mukadder olduğu, bir başka deyişle yetkinin artık elden çıktığı dönemde, kendisi için, toplum için adalet istemelerinin bir hak arayışı, bir erdem olduğundan bahsetmeleri ne kadar ahlakidir, düşünmek lazım.

               Söz yine Yunus’ta taçlandı:

               “Sular hep aktı geçti / Kurudu vakti geçti

                 Nice han, nice sultan  / Tahtı bırakıp geçti

                 Dünya bir penceredir / Her gelen baktı geçti”

SON SÖZ

Yüce kitabımız adaleti emrediyor. Gün gelecek rütbeler sökülecek, kürkler terk edilecek. İşte o zaman “Geçti Bor’un pazarı…” denmesin. Denmesine bugünden fırsat verilmesin.

                

               

BİR CEVAP YAZ

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yorumlar (0 Yorum)
Yorum Sıralaması:

Diğer Yazıları

SANA ŞU KADARA OLUR

08.05.2025 - 00:11


KUYUDAKİ TAŞLAR

27.03.2025 - 09:00


ŞEHİT VE VATAN

17.03.2025 - 09:00


EĞİTİM HERKESİN DERDİ

28.02.2025 - 09:00


OLANLAR UMULANLAR

18.02.2025 - 09:00


KADIRGALI TRUMP

08.02.2025 - 09:00


NECATİ BEY

17.12.2024 - 09:00


MEB’E AÇIK MEKTUP

07.12.2024 - 09:00


YABANCI OKULLAR SORUNU

27.11.2024 - 09:00


İSTİKBAL GÖKLERDEDİR

17.11.2024 - 09:00


SİYONİZMİN PKK PLANI

27.10.2024 - 09:00


İRFAN VE ÖLÇÜ

07.10.2024 - 09:00


Zer-dûz palan vursan

29.09.2024 - 09:00


EYLÜL

07.09.2024 - 09:00


Kuvayımilliye ve Hamas

07.08.2024 - 09:00


ADAP VE EDEP

27.07.2024 - 09:00


KENDİNİ BİLMEK

17.07.2024 - 09:00


OKUMAKTAN MURAT NE?

27.06.2024 - 09:00


NASIL OKUMALI?

17.06.2024 - 09:00


OKUMA TÜRLERİ

07.06.2024 - 09:00


DOĞRU OKUMA

27.05.2024 - 09:00


ZORU KOLAY KILMAK

07.05.2024 - 09:00


KİTAP DÜNYASINA MERHABA

27.04.2024 - 09:00


BAYRAMA İKİ ADIM KALA

07.04.2024 - 09:00


CEMAAT VE CEMİYET

17.02.2024 - 09:00


İŞLER ZIVANADAN ÇIKINCA

27.01.2024 - 09:00


GENELLEMELER

17.01.2024 - 09:00


AKİF’İ ANARKEN

27.12.2023 - 09:00


SÖZÜN DOĞRUSU...

16.12.2023 - 09:00


BİZİM DERDİMİZ OLMALI

06.12.2023 - 09:00


CENAZE YEMEĞİ

07.10.2023 - 09:00


DERİN İZ: ZULÜM

07.08.2023 - 09:00


KELİMELERİN GÜCÜ...

17.06.2023 - 09:00


ÖFKE ÜZERİNE

08.06.2023 - 09:00


liderhaber.com.tr liderbursa.com Güncel Ekonomi Sağlık RESMİ İLANLAR E GAZETE Politika Eğitim
Anasayfa Kategoriler
ÜYE VE KÖŞE YAZARI GİRİŞİ
GİRİŞ BAŞARILI YÖNLENDİRİLİYOR
GİRİŞ BAŞARISIZ !