Vicdanlarımızı yaralayan, yüreklerimizi yakan orman yangınları sebebiyle ülkece kötü günler yaşıyoruz. İçinde yüzlerce canlı türünü barındıran ormanlarımızda her duman yükseldiğinde ağaçların sessiz çığlıkları göğe karışıyor. Oysa beşikten mezara kadar hayatımızın her safhasında yer alan ağacın bizim kültüründe ki yeri kutsaldır.
Türk mitolojisinde ağaçla ilgili inanışlar oldukça dikkat çekicidir. Örneğin ağaç sadece somut nesnel bir bitki olarak değerlendirilmezdi. Ağaç kökleri yerin altında, gövdesi yerin üstünde olan ve dalları ile gökyüzüne uzanan bilinen üç âlemde bir bütün olarak bulunan bir varlık olarak tasavvur edilirdi. Divânü Lügati’t-Türk’te “yıgaç” olarak yer alan ağaç ebediliğin, bilgeliğin, ölümsüzlüğün, verimliliğin ve gençliğin timsali olarak da görülmekteydi.
Özellikle ölüm sonrası yaşam inancının olduğu Türk inanç sistemine göre yer altından yeryüzüne açılan bir kapı olarak değerlendirildiğinde ağaç, ataların insanlara ve tanrıya ruhsal olarak ulaşması açısından son derece önemli bir unsur olarak değerlendirilebilir. Ataların yaşayan insanlarla haberleşmesinde, tanrının insanlarla iletişime geçmesinde ağacın etkili bir rolü olduğuna inanılmaktadır. Özellikle ağacın yaprakları rüzgâr vurduğunda arzu edilen tarafla iletişimin dili olmaktadır. Bu sesler bazen ataların bazen de tanrının sesi olarak değerlendirilebilmektedir.
Bu anlayışın bir neticesi olarak Türk kültüründe “koru, tayga, bük” gibi kelimelerle ifade edilen orman gizemlerle doludur. Bunun nedeni çok fazla ağacın olması ve dolayısıyla çok fazla ruhun olmasıdır ki bütün ağaçların ruhlarının birleşiminden doğan ormanın ruhu da bulunmaktadır.
Ağaçların ölen insanların ruhlarından bir parça taşıdığını duymuş muydunuz hiç? Açıklayayım; ağaçlar kökleri ile topraktan almış oldukları mineraller ile yeryüzünde varlık kazanırlar. Ölen insanın bedeni de zamanla toprak olur ki bu ağaçların kökleri insan bedeninin mineralleri ile beslenir ve büyür. Böylece ölen insandan belli parçalar ruhsal manada ağaca geçmiş olur. Bu bağlamda Türk kültüründe ölen insanın mezarının başına ağaç dikilmesi onun bedeninde kalan ruhun toprakta yok olması yerine o ağaç sayesinde yaşatılmasına çalışıldığını gösterir.
Böylece bazı ağaçlar insanların ruhlarından parçalar taşır ve hayat ağacı anlayışı ortaya çıkar. Özetlersek; ölen insanın ruhunu taşıyan ağaçlar kültürel bağlamda atalarına karşı son derece saygı besleyen Türkler için atalardan parçalar taşıdığı için saygıya mazhar olmuşlardır. Böylece nerede tek başına yalnız bir ağaç varsa, nerede bir mezarın başında azametli bir ağaç varsa saygı görmüş ve bir takım arzuların gerçekleşmesi bağlamında yardımlarına başvurulmuştur.
Türkler atalarından yardım istedikleri zaman kutsal sayılan ağaçların etrafında toplanarak törenler yapmışlardır. Bu törenlerde kötü ruhlardan korunmak, bereket ve yaşamlarını daha güzel bir şekilde idame etmek gibi birçok isteklerde bulunmuşlardır.
SON SÖZ
Umarım atalarımızdan gelen bu kadim bilgileri yeterince özümseyebilir, Tanrının sessiz yaratıkları olan ağaçları yanarken insanlar gibi çığlık çığlığa ağladığını unutmayarak onları KORUyabiliriz…
04.07.2025 - 00:27
24.06.2025 - 22:43
17.06.2025 - 22:10
06.06.2025 - 00:16
20.05.2025 - 00:23
11.05.2025 - 00:11
22.04.2025 - 09:00
10.04.2025 - 09:00
25.03.2025 - 09:00
12.03.2025 - 09:00
01.03.2025 - 09:00
19.02.2025 - 09:00
15.02.2025 - 09:00
02.02.2025 - 09:00
23.01.2025 - 09:00
14.01.2025 - 09:00
06.01.2025 - 09:00
28.12.2024 - 09:00
18.12.2024 - 09:00
10.12.2024 - 09:00
04.12.2024 - 09:00
26.11.2024 - 09:00
19.11.2024 - 09:00
15.11.2024 - 09:00
06.11.2024 - 09:00
26.10.2024 - 09:00
02.10.2024 - 09:00
19.09.2024 - 09:00
07.09.2024 - 09:00
28.08.2024 - 09:00
18.08.2024 - 09:00
11.08.2024 - 09:00
30.07.2024 - 09:00
22.07.2024 - 09:00
13.07.2024 - 09:00
08.07.2024 - 09:00
24.06.2024 - 09:00
17.06.2024 - 09:00
03.06.2024 - 09:00
28.05.2024 - 09:00
20.05.2024 - 09:00
13.05.2024 - 09:00
06.05.2024 - 09:00
01.05.2024 - 09:00
17.04.2024 - 09:00
05.04.2024 - 09:00
21.03.2024 - 09:00
13.03.2024 - 09:00
06.03.2024 - 09:00
27.02.2024 - 09:00
21.02.2024 - 09:00
12.02.2024 - 09:00
01.02.2024 - 09:00
22.01.2024 - 09:00
15.01.2024 - 09:00
03.01.2024 - 09:00
18.12.2023 - 09:00
08.12.2023 - 09:00
28.11.2023 - 09:00
22.11.2023 - 09:00
09.11.2023 - 09:00
06.11.2023 - 09:00
27.10.2023 - 09:00
20.10.2023 - 09:00
12.10.2023 - 09:00
08.10.2023 - 09:00
29.09.2023 - 09:00
20.09.2023 - 09:00
13.09.2023 - 09:00
06.09.2023 - 09:00
29.08.2023 - 09:00
26.08.2023 - 09:00
20.08.2023 - 09:00
15.08.2023 - 09:00
09.08.2023 - 09:00
01.08.2023 - 09:00
24.07.2023 - 09:00
19.07.2023 - 09:00
10.07.2023 - 09:00
03.07.2023 - 09:00
26.06.2023 - 09:00
24.06.2023 - 09:00
19.06.2023 - 09:00
12.06.2023 - 09:00
05.06.2023 - 09:00
20.05.2023 - 09:00
08.05.2023 - 09:00
26.04.2023 - 09:00
20.04.2023 - 09:00
12.04.2023 - 09:00
07.04.2023 - 09:00
01.04.2023 - 09:00
21.03.2023 - 09:00
14.03.2023 - 09:00
08.03.2023 - 09:00
31.01.2023 - 09:00
27.01.2023 - 09:00
21.01.2023 - 09:00
19.01.2023 - 09:00
11.01.2023 - 09:00
07.01.2023 - 09:00
31.12.2022 - 09:00
24.12.2022 - 09:00
19.12.2022 - 09:00
09.12.2022 - 09:00
02.12.2022 - 09:00
25.11.2022 - 09:00
17.11.2022 - 09:00
13.11.2022 - 09:00
10.11.2022 - 09:00
05.11.2022 - 09:00
29.10.2022 - 09:00
BİR CEVAP YAZ
E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir