M.Ö 7. Yüzyılda Anadolu’da yaşayan Lidyalıların hayatımıza parayı sokmasıyla birlikte dünyamız alt üst olmuş. Önceden ne güzelmiş hayat. Al gülüm ver gülüm.

Ama şimdi öyle mi alsan alamazsın versen veremezsin.

***

Hele hele pandemiden sonra hayatın akışı özellikle ekonomi alanında öyle bir değişti ki sadece ülkemizde yaşayanların değil tüm dünyadaki insanlığın feleği şaştı.

Zengin olan da fakir olanda aynı dertten muzdarip…

***

Pandeminin ortaya çıkardığı üretim dengesizliği ile birlikte başlayan ekonomik sıkıntılar dünyanın değişik noktalarında yaşanan çatışmalarla daha da karmaşık bir hal alırken Rusya ile Ukrayna arasındaki savaş krizi zirveye taşıdı.

***

Bu süreçte akıllı siyasetçiler sayesinde bazı ülkeler ayakta kalmayı başarabilirken bazıları ise izlenen yanlış ekonomik politikalar sayesinde resesyon tehlikesini derinden hissediyor.

Pandemi ve savaş döneminde Avrupa’nın aksine politika faizlerinde sürekli olarak eleştirilmesine rağmen indirime giden Recep Tayyip Erdoğan başkanlığındaki Türkiye Cumhuriyeti Devleti adeta dünyanın üretim merkezlerinden birisi haline geldi.

***

Hatta Çin’den sonra en çok üretim yapılan ülkeler sıralamasında ikinci sıraya yerleşti. Yapılan yatırımlarla istihdam artışı sağlanırken işsizlik her geçen gün azalmaya başladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve büyüme hedefleri her geçen gün ihracat rakamlarının artmasına sebep olurken yüzleri de güldürüyor elbette.

***

Tüm bunları söylerken ekonomimizde her şey mükemmel, hiç sıkıntı yok diyemeyiz. Elbette yaşanılan ekonomik darlık bizi de derinden etkiliyor. Ancak dünyanın yaşadığı sıkıntıların üzerine asrın felaketini yaşamış bir ülke olarak düzlüğe çıkabilmek hiç kolay değil tabiî ki.

***

İşte o zorlukların üstesinden gelebilmek için de çeşitli pazarlarda yeni yatırım arayışlarına girmek, yeni anlaşmalar ile ülkemizde yatırım yapılmasını sağlayabilmek için Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve kabinesi yoğun bir gayret sarf ediyor.

***

KUTU

KÖRFEZ ÇIKARMASI

Üç günlük Suudi Arabistan, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri ziyaretleri de bu kapsamda değerlendirilmeli. Toplamda 100 milyar doların üzerinde olan yatırım anlaşmaları bizi düzlüğe çıkarır mı elbette evet diyemeyiz ama birazcık ta olsa nefes aldıracağı kesin.