Yıllardır ülke olarak adeta oturdukları koltuklarda
kendilerine şan şöhret kazandıran, makama güç vermek yerine makamdan güç alan
idarecilere o kadar çok alışmışız ki…
***
Halbuki; kişiliğini makamlardan alanların makamlardan sonra
kişiliksiz kaldığına o kadar çok şahit olduk ki örneklerini saymakla
bitiremeyiz. Makama gelip de farklı uygulamalar içerisinde olanları da görünce
hem şaşırıyoruz hem de yadırgıyoruz.
***
Hatta bazen “Sen de nereden çıktın be adam” bile
diyebiliyoruz.
Mesela Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy…
Turizm sektörünün içerisinden olmasının avantajı ile
sorunları net bir şekilde bilen, hatta yaşayan bir kişi olarak o sorunların
çözüm noktasında yaptığı istişareler elbette takdir edilecek cinsten.
***
Peki, çözüm odaklı çalışan bir adama niçin “ sen nereden
çıktın be adam” denilir o zaman.
Önceki dönem bakanları gibi otelden otele gezip vatandaşın
arasında olmaz iseniz, deniz kum ve güneşten ibaret olduğu düşünülen turizm
sektöründe birkaç fuar gezip sonra da turizm bu yıl patlayacak iyi çalıştık
türünden birkaç açıklama ile görev yaparsanız elbette nereden çıktığınızı
sormazlar.
***
Ama siz adı üstünde “Kültür ve Turizm” olan bakanlığın asli
görevlerini özellikle bakanlık çalışanlarına adeta yeniden öğretirseniz,
Bakanlığın, sadece deniz, kum ve güneş satan sektör
haricinde kültür ve sanat için de çaba göstermesi gerektiğini uygulamalarınızla
ortaya koyarsanız,
***
Yıllar önce ülkemizden çalınarak kaçırılan Kültürel
varlıklarımızın yeniden ülkemize kazandırılması için her türlü çabayı harcayıp
bizim olanı bize kazandırırsanız,
Cumhuriyet’imizin yüzüncü yılına atfen yüz gün yüz gece
sürmesi için yaptığınız programın başarılı şekilde devam etmesi adına gece
gündüz demeden koşturursanız
***
Yan gelip yatmaya alışkın olanlar elbette “yahu adam sen de
nereden çıktın be” sorusunu elbette sorarlar.
***
Hiç önemli değil elbette! Soran sorsun. Önemli olan üç beş
menfaatçinin değil milletin ne düşündüğü? Peki, millet ne düşünüyor diyecek
olursanız “iyi ki çıktın be adam karşımıza” diyenlerin çokluğuna bizzat şahit
oluyoruz.
SON SÖZ
O halde durmadan yorulmadan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün
hedefleri doğrultusunda çalışama devam.
