Geçen hafta; alçaklığın, kalleşliğin, ihanetin, satılmışlığın, gözü dönmüşlüğün altıncı yıl dönümünü andık.
***
Halkımıza; gavurun bile savaşta yapmadığını FETÖ’cü üniformalı teröristler 15 Temmuz 2016 gecesi yaptı. Devletimizin; düşman saldırısına karşı bizleri koruması için kendisine emanet ettiği savaş uçaklarını, helikopterleri, tankları, silahların namlularını bize doğrulttular.
***
Sadece doğrultmakla kalmadılar; hunharca, canavarca hislerle sivil vatandaşlarımızı kurşunladılar. Emniyet teşkilatımızın göz bebeği olan yerlerden birisi; Gölbaşı Özel Harekat Daire Başkanlığımızı bombaladılar. Terörist avcısı polislerimizi yakıp, kül ettiler.
***
Resmi ve sivil yüzlerce insanımızı şehit, binlerce insanımız gazi oldu. Bunu yaparken de; dinimizi çarpıtıp, cihat ettiklerini sandılar. Bu kalleşliği, alçaklığı, hainliği yapanlardan bazıları cezaevine girmemek için bekar oldukları halde zina yaparak hamile bile kaldı.
***
Bazı FETÖ’cü olmayan üst düzey yöneticiler ise; Kazananın tarafında olayım hesabı ile; bukalemunluk yaptı. Kimisinin bukalemunluğu tespit edildi. Yargılandı, ceza aldı. Bunlardan biriside şuan ismini yazmayacağım ve duruşmanın güvenlik amirliğini yaptığım bir ilimizin eski il Jandarma alay komutanıdır. Albay eskisi O zevata; mahkeme 15 yıl hapis verdi.
***
Neden bukalemun dediğimi açıklayayım. Rütbeleri sökülen ve hapiste yatan Albay eskisi hain darbe girişimi belli olduğu o gece ilk saatlerde; il valisini, il emniyet müdürünü, telefonla aramıyor. Yanlarına gitmiyor. Üstelik vali ve emniyet müdürünün telefonlarına cevap vermiyor.
***
Taaa ki; hain darbe girişiminin başarısız olacağını anladığı zaman, U dönüşü yaparak; 16 Temmuz gecesi, saat 02.00 sırlarında vali beyi arıyor ve ; ‘’ Sayın valim beni aramışsınız, bir emriniz mi var?’’ diye soruyor. Ve bunu da mahkemede itiraf etti. Bizzat duydum.
***
Günaydın Albay eskisi… Günaydın… Türkiye halkı ayakta, sen daha yenimi uyandın? Hain darbe girişimi başarılı olsa idi; sözde sıkıyönetim komutanını arayıp ona da ‘’Emrinizdeyim komutanım’' diyecektin.
***
Buna benzer bir hadiseyi de darbe girişiminden sonra birlikte çalıştığımız bir kaymakamımız anlatmıştı. İlçe Jandarma komutanı da o gece Kaymakam beyi aramamış. Yine bir ilimizin, il emniyet müdür yardımcısı yıllık izindeymiş ama görev yaptığı ile çok yakın bir yerde olmasına rağmen görevinin başına dönmemiş.
***
O, içe jandarma komutanı ve emniyet müdür yardımcısına her hangi bir işlem yapılmadı. Hatta terfi ettiler. Kim ne derse desin bu gibi zevatlar benim gözümde FETÖ’nün iş birlikçileridir. Haindir, kalleştir. Üstelik devletten halen maaş almaktadırlar.
***
Gerçi FETÖ’den ihraç edilip te, emekliliğini dolduranlar da emekli maaşına bağlandılar. Örneğin, emekliliği hak edipte polislikten ihraç edilip sonradan emekli olan FETÖ’cü, emekli polislerden sadece yüz Türk Lirası eksik maaş almaktadırlar. Yani ihanetin bedeli aylık sadece yüz Türk Lirasıdır. Çok acı.
KEMAL’İN KAHVESİ
Malumunuz darbe gecesi Kılıçdaroğu gelişmeleri Televizyon karşısında Türk kahvesi içerek takip etmişti. Bunu da kendisinin sosyal medyaya attığı fotoğraftan öğrenmiştik. Herkes Kemal beyin o gece sokağa çıkmayıp, TV karşında kahve içmesini eleştirdi. Ama; kimse, Kemal beyin o fotoyu bilerek attığını, FETÖ’cülere; ‘’Bakın ben sokakta değilim. Sizin karşınızda değilim’’ mesajı verdiğini konuşmadı. Sağlık ve huzurla kalmanız duasıyla…
