“Başkan Apo’nun heykeli dikeceğiz daha heykelini” diyen, 6-8 Ekim olaylarında elli civarı vatandaşımızın ölümüne sebep olan, terörist ve terör destekçisi olduğu gerekçesiyle hakkında onlarca iddianame, mahkumiyet kararı bulunan Demirtaş, muhalefete göre serbest bırakılmalıymış.
Bunu yıllardır söylüyorlar. Hatta birkaç ay önce Kılıçdaroğlu yaptığı bir konuşmada ‘’Demirtaş’ın yattığı hapis şeref madalyası olacak’’ demişti. Birde AİHM den muhalefetin talebi doğrultusunda karar çıkınca pek bir mutlu oldular. O kadar mutlu oldular ki gavurun bile demediği ‘’Bu kararı tıpış tıpış uygulayacaklar’’ diyerek akılları sıra hükümete göz dağı verdiler.
Evet AİHM kararları bizi bağlar. Ama Demirtaş konusunda verdiği karar asla ve kata bağlamaz. Çünkü, AİHM bu karar ile Ülkemizin ve mahkemelerimizin bağımsızlığına müdahale etme hadsizliğine kalkışmıştır. Bu müdahaleyi T.C. Devleti’nin bir ferdi olarak şiddetle reddediyorum.
AİHM in Türkiye’de yargılanan bir kimsenin hak ihlaline uğradığına karar verebilmesi için; Öncelikle Yerel mahkemeden karar çıkmalı, sonra yüksek mahkeme çıkan kararı onaylamalı, daha sonra da Anayasa mahkemesi kişinin müracaatı üzerine onanan kararda hak ihlali olmadığına karar vermelidir. En son olarak ta hakkının ihlal edildiğini iddia eden kişi işte o zaman AİHM e başvurmalıdır.
Kanun böyle iken Demirtaş’ın avukatları daha yerel mahkemede yargılanan, kararı bile çıkmamış davayı AİHM ne taşıyor. Bu durumda AİHM davayı direkt reddetmesi gerekirken kabul ediyor. Kabul etmekle kalmıyor bir de hüküm veriyor.
Verdiği hükmün gerekçesinde de Demirtaş suçsuzdur demiyor. Terörist değildir demiyor. Siyasetçi olduğu için ve de hükümetin siyasi rakibi olduğundan tutuklanmıştır o yüzden serbest bırakılmalıdır diyor. Oysa Demirtaş hakkındaki onlarca iddianamenin hiçbirisinde siyasi rakip olduğu için tutuklanmalıdır yazmıyor.
Katil olduğu yazıyor!
Terörist olduğu yazıyor!
Devleti ve kurumlarını aşağıladığı yazıyor!
Ve daha bir sürü şey yazıyor. Ama siyasi rakiptir yazmıyor.
Uluslararası hukuk normunun en tepesindeki kurum, Türkiye aleyhinde karar vermek için hukuku ayaklar altına alarak bizim mahkemelerimizi yok sayıyor, kendisini bizim mahkemelerimiz yerine koyarak tarihinde görülmemiş bir karara imza atıyor..
Tam da " Dam üstünde saksağan vur beline kazmayı garabeti!"
Bu karar Avrupa insan hakları sözleşmesine göre yok hükmündedir. Hükümetimizin bu karara uymayacağını beyan edip tepki vermesi hatta tepkiden öteye AİHM’ne had bildirmesinde sonuna kadar haklıdır...
Hal böyle iken AİHM’nin verdiği karar nedeniyle muhalefetin sevincini anlayabilen var mı? Hukukun ayaklar altına alınarak ülkemin tahakküm altına alınmaya çalışılmasını neden sevinçle karşıladılar? Demirtaş’a olan aşklarının, memleket menfaatinin önüne geçmesinin sebebi nedir? Neredeyse her konuşmalarında Erdoğan’ı yargılayıp hapse atacağız diyenlerin, Demirtaş’a özgürlük istemelerinin hikmeti nedir?
Tehlikenin farkında mısınız arkadaşlar?
© Copyright © 2022 Lider Gazete, Sitemizde bulunan yazı, video, fotoğraf ve haberlerin her hakkı saklıdır. İzinsiz veya kaynak gösterilmeden kullanılamaz