1877’de ilk meclisin kurulduğu andan itibaren Türkiye siyasetinin, her zaman duygu dalgalanmalarının, ani dönüşlerin, dönüşümün, gelişimin ve keskin yargıların sahası olduğu malumdur. Böyle bir sahada ise vaziyete olduğundan fazla değer atfetme veya küçük, önemsiz görmenin sıkça yaşanması gayet doğaldır. Bu yüzdendir ki; Türkiye siyaseti ile uğraşmak ve ilgilenmek garip bir girdaba benzer, tuhaf bir bağımlılık yaratır. Ama nihayetinde gerçek, Çetin Altan’ın yüzde acı bir tebessüm bırakan o argo tabirinde saklıdır: “Türkiye don lastiği gibidir, uzar zannedersin bırakınca eski haline geri döner.”
***
Malum gündemi ve yaşananları az çok bildiğinizi tahmin etmekteyim. Mutlak butlan tabiri nedir, kurultay amacı veya yönergesi nasıl olur, YSK’nın bu dahildeki görevi nedir, yerel mahkeme YSK’nın kararının tam karşısında bir hüküm koyabilir mi… Vesaire vesaire. Günlerdir bu ve bunun gibi sorulara maruz kalmaktayız. Peki ya hala “buraya nasıl gelindi” sorusunu sorabilen ve bunu kapsamlaştıran bir tabirle karşılaştınız mı? Sanmıyorum. Çünkü bu vaziyet öz eleştiri ile eşdeğer.
***
Hayal kırıklığı, koltuğu bırakmıyor, iktidarın maşası gibi tabirleri bugün itibariyle kullanmak artık işin kolaycı kısmı. Buraya kadar her şey tamam. Peki ya bu noktaya getiren kimlerdi? İsterseniz bu noktada ise ufak ve çok basit bir kronolojik tarama yapalım. Örnek: Ekşi Sözlük ve sosyal medya araçları.
***
İlgili siteye girip arama kısmına Kemal Kılıçdaroğlu yazdığınız zaman an itibariyle 6644 sayfaya sığdırılmış 66430 tane entry göreceksiniz, başlangıcı ise 2005 yılından itibaren. Tabi ki de bütün bunların hepsini okuyabilmek fazlasıyla zorlayıcı. Ancak atlaya atlaya gittiğiniz zaman entrylerin muhteviyatının çok olumludan başlayıp ani düşüş ve hakaretlere, sonra tekrardan acaba olur mu umudu ve olumluğuna erişip yine düşüş ve hakaretlerle ilerlediğini rahatlıkla göreceksiniz. Periyodik bir dalga hali söz konusu.
***
Diğer sosyal medya araçlarına bakarak da bu dalgalanmayı görebilmek mümkün müdür. Pek tabi ki. Örnek olarak; yaklaşık 10 sene önce yaşanan “tatava yapma bas geç” mottosu ile 2 sene önce yaşanan “ilk turda bitirelim” mesajının herhangi bir farklılığı var mıdır? 2018’de umudun ismi olarak görülen siyasi karakterin, çok değil 5 sene sonra “oyları bölüyor” suçlaması ve saldırısına maruz kalması ve ardından çok çirkin iftiralara maruz bırakılarak ekarte edilmesi normal bir tutum mudur? Veya şubat 2023’te yaşanan asrın felaketi sonrası ülke sathında görülmemiş ölçüde bir sivil yardımlaşma hareketi gerçekleşmekteyken çok değil sadece 1 ay sonra 6’lı Masa ve aday tartışmalarının yapılmasına doğrudan geçiş normal bir psikolojinin ürünü müdür? Bu ve bunun gibi soruları çoğaltabiliriz.
***
Peki CHP seçmenin her şeyi bir kenara bırakıp “Acaba biz olmaması gereken bir konfor alanı mı yaratıyoruz” diye soru sorduğunu görebiliyor muyuz. Sormak istediğini veya bu farkındalığa sahip olduğu hususunda hangi noktada olduğuna ne diyebiliriz. Genel itibariyle bu dalgalanmanın tıpkı bir don lastiğini çekip bıraktığın zaman aynı yere gelmesi gibi bir vaziyete dönüştüğünü söyleyebilir miyiz. Cevaplar ise gayet açık ve net.
***
Farzı misal bir sokak röportajı videosunda denk gelen halktan herhangi bir kişinin seçime 1-2 sene kala basitçe söylediği “6’lı masa daha kendi arasında karar alamıyor, bunlar ülkeyi nasıl yönetecek” kalıbının Mayıs 2023’te “evet doğruymuş” şeklinde paylaşıldığı, Nevşin Mengü tarafından bugünlerde tekrardan servis edilen pazarcı amca ile İmamoğlu’nun sohbeti ve pazarcı amcanın Kılıçdaroğlu – İmamoğlu rekabetine 2019-2020’lerde vurgu yapmasına bugünlerde yine “evet doğruymuş” şeklinde yaklaşılması ise yine aynı noktaya çıkarıyor. Ancak bu tespitlerin isabetliliği ise allame-i cihanlıkla alakalı değil, şaşılacak bir şey de değil. Şaşılması ise tamamen zihni kangrenlikten ibaret.
***
2018’de coşkuyla sarılıp, 2023’te tü kaka pis edilen, sadece 2 sene önce şiddetle desteklenip şimdi küfür kıyamet gidilen kalıp bir senaryo var. Sadece şahıslar değişiyor. Tıpkı bugün desteklenenin yine bir süre sonra yine tü kaka pis olacağı gibi. Alışkanlıklar değişmiyor. Don lastiği gibi yani, uzar zannedersin bırakınca aynı yerine dönüyor.
23.06.2025 - 00:16
15.06.2025 - 23:48
09.06.2025 - 00:06
02.06.2025 - 00:05
26.05.2025 - 00:08
19.05.2025 - 00:08
12.05.2025 - 00:13
05.05.2025 - 00:19
28.04.2025 - 00:04
20.04.2025 - 09:00
13.04.2025 - 09:00
06.04.2025 - 09:00
30.03.2025 - 09:00
23.03.2025 - 09:00
16.03.2025 - 09:00
09.03.2025 - 09:00
02.03.2025 - 09:00
23.02.2025 - 09:00
16.02.2025 - 09:00
10.02.2025 - 09:00
02.02.2025 - 09:00
26.01.2025 - 09:00
21.01.2025 - 09:00
12.01.2025 - 09:00
05.01.2025 - 09:00
29.12.2024 - 09:00
15.12.2024 - 09:00
08.12.2024 - 09:00
01.12.2024 - 09:00
17.11.2024 - 09:00
10.11.2024 - 09:00
03.11.2024 - 09:00
27.10.2024 - 09:00
20.10.2024 - 09:00
13.10.2024 - 09:00
06.10.2024 - 09:00
29.09.2024 - 09:00
22.09.2024 - 09:00
15.09.2024 - 09:00
08.09.2024 - 09:00
01.09.2024 - 09:00
25.08.2024 - 09:00
20.08.2024 - 09:00
12.08.2024 - 09:00
04.08.2024 - 09:00
28.07.2024 - 09:00
21.07.2024 - 09:00
14.07.2024 - 09:00
07.07.2024 - 09:00
30.06.2024 - 09:00
23.06.2024 - 09:00
19.06.2024 - 09:00
09.06.2024 - 09:00
02.06.2024 - 09:00
19.05.2024 - 09:00
12.05.2024 - 09:00
05.05.2024 - 09:00
28.04.2024 - 09:00
21.04.2024 - 09:00
14.04.2024 - 09:00
10.04.2024 - 09:00
07.04.2024 - 09:00
01.04.2024 - 09:00
24.03.2024 - 09:00
17.03.2024 - 09:00
10.03.2024 - 09:00
03.03.2024 - 09:00
25.02.2024 - 09:00
18.02.2024 - 09:00
12.02.2024 - 09:00
06.02.2024 - 09:00
BİR CEVAP YAZ
E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir