06.07.2025 - 22:47
YAYINLANMABirkaç gün önce; Cumhurbaşkanı Erdoğan, sosyal medya hesabından “esas irade” , “kurulmak ve inşa etmek” gibi mesajlar vurgulayarak Nisan 1920’deki meclis açılışı telgrafını paylaştı. İlgili paylaşımında “Bir kez daha hatırlatmakta fayda görüyorum” cümlesini kalın harflerle kullanmasının alelade durum değil kuvvetli bir mesaj içerdiği ise rahatlıkla görülebilmekte. Peki, neden 1920 ve İlk Meclis vurgusu? Neden Türkiye Yüzyılı projesi esnasında, bu acaba istek mi yoksa konjonktür mü?
***
Öncelikle; liberal dünyanın, anlayışın ve demokrasi kavramının derin bir çöküşle noktalanmaya gittiği, insan alışkanlıklarının “hayatta kalmak” ölçüsünde şekilleneceği vaziyete doğru ilerlemekteyiz. Söylediklerim abartı gelebilir ancak Filistin’de apaçık bir soykırım yaşanıyorsa, dün Türkiye’nin 2 saat uzaklığındaki kadim Beyrut ve Tebriz kentleri çılgınca bombalanabiliyorsa, karşılık olarak Hayfa ve Tel-Aviv’deki apartmanlar ve binalar içinde kim olduğuna bakılmaksızın havaya uçuruluyorsa işler aslında o kadar da iyi değildir. Bir yandan İsrail, Güney Kıbrıs Rum Kesimini silahlandırma yoluna giderken Devlet Bahçeli’nin İsrail hakkındaki şiddetli ve ısrarlı uyarılarına kulak kabartmıyorsanız; Antalya’da, Mersin’de, Adana’da, İzmir’de, Ankara’da veya İstanbul’daki evinizde rahatça oturup kahvenizi yudumlayarak klasik bir beyaz yakalı yaşamı geçirip ve rutin bir şekilde hayatınızı ilerletme düşünceniz yakın olmasa da orta vadede aniden patlamalı ve bombalı bir şoklama geçirebilir. Ancak bu vaziyet sadece sizle veya bölgeyle de alakalı değil.
***
Dünya artık “Ne olursa olsun” moduna girmiş bir halde. Ukrayna - Rusya savaşı tahmin edilenden daha uzun sürdü, sürüyor ve Ukrayna(NATO) yenilgisi kapıda. Türkiye’nin Aralık 2024’te galip tamamladığı Suriye İç Savaşı ise bunu etkileyen başka bir boyut. Diğer taraftan İran- İsrail gerginliğinin bize öğrettikleri ise “artık hiçbir sivilin dahi” güvende olmadığının göstergesi. 2. Dünya Savaşı sonrası kurulan savaşsız ve çatışmasız milletler ülküsü, peşinden gelen ilke ve kavramların çöpe gittiği artık aşikar. Peki bu durumda biz yani Türkiye’nin bu noktadaki rolü nerede, neden önemli?
***
Çünkü Türkiye hem bir NATO ülkesi hem de değil. Ne hiçbir şeyden azade edilebilecek ne de üstüne sinecek barut kokusundan kaçıp amiyane tabirle “bekleme yapma, devam et” diyebilecek bir noktada. Ve bunun kararını verebilecek tek bir kişi var: Cumhurbaşkanı Erdoğan.
***
İktidarının ilk yıllarında iç siyaseti dizayn ederken Barack Obama’nın 2013’te salladığı beyzbol sopası sonrası gücünün uluslararası sularda ölçülmeye çalışıldığı artık bilinen bir gerçek. 15 Temmuz 2016’da Fetullahçı kalkışmanın yok edilmesi sonrası “burası bizim ülkemiz” mesajının dışarıya kuvvetlice verildiğini de görmekteyiz. Mayıs 2023 seçimi ise pastadaki sadece bir çilek.
***
Hal bu noktadayken; dünya üzerindeki aktörlerin çatışma atmosferine gireceği vaziyette Türkiye hesabına plan yaparken Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın var olacağına dair gerçeklikle hareket etmesi gayet doğal. En basitinden; 19 Mart 2025’ten itibaren gerçekleşen birtakım tutuklamalara karşı özellikle Avrupa’dan tepki gelmemesini de buradan okumanızı tavsiye ederim. Ezcümle; Türkiye Erdoğanla bir görülüyor.
***
Dr. Devlet Bahçeli’nin yaklaşık 2 hafta önce ifade ettiği “Irak, Suriye ve İran'dan sonra hangi ülkenin gündemde olacağını öngörmek için kahin olmaya gerek yoktur” açıklamasının sizler için ne anlam içerdiğini bilemiyorum. Ancak vaziyetin acı bir gerçek olduğuyla bir an önce yüzleşmek gerekiyor. Bu sebeple de ilk Meclis, Esas ve Kurucu İrade gibi mesajlarla neden bir yekparelik hedeflendiği, neden 8 Ekim 2024’te gizli oturum yapıldığı ve ne için hareket edildiğinin anlaşıldığını varsayıyorum.
***
Tam bu sırada “Bana bu milleti sokağa davet ettirme. Televizyondan izlersiniz meydanları, Mısır’daki gibi” söylemlerin ise Cumhur İttifakı’nın yekparelik istemine olumsuz bakış açısıyla kuvvetli bir destek sağladığı başka bir gerçek. Sandıkla iş başına gelmiş tali bir iktidarı değiştirmek amacıyla kitleleri sokağa yönlendirir ve başarısız olursanız; bu kez olağanüstü yetkilere sahip asli kurucu iktidar gerçeğiyle karşı karşıya kalacaksınız. Umuyorum ki; en azından bu sefer bari aklınızı kullanırsınız.
30.06.2025 - 00:06
23.06.2025 - 00:16
15.06.2025 - 23:48
09.06.2025 - 00:06
02.06.2025 - 00:05
26.05.2025 - 00:08
19.05.2025 - 00:08
12.05.2025 - 00:13
05.05.2025 - 00:19
28.04.2025 - 00:04
20.04.2025 - 09:00
13.04.2025 - 09:00
06.04.2025 - 09:00
30.03.2025 - 09:00
23.03.2025 - 09:00
16.03.2025 - 09:00
09.03.2025 - 09:00
02.03.2025 - 09:00
23.02.2025 - 09:00
16.02.2025 - 09:00
10.02.2025 - 09:00
02.02.2025 - 09:00
26.01.2025 - 09:00
21.01.2025 - 09:00
12.01.2025 - 09:00
05.01.2025 - 09:00
29.12.2024 - 09:00
15.12.2024 - 09:00
08.12.2024 - 09:00
01.12.2024 - 09:00
17.11.2024 - 09:00
10.11.2024 - 09:00
03.11.2024 - 09:00
27.10.2024 - 09:00
20.10.2024 - 09:00
13.10.2024 - 09:00
06.10.2024 - 09:00
29.09.2024 - 09:00
22.09.2024 - 09:00
15.09.2024 - 09:00
08.09.2024 - 09:00
01.09.2024 - 09:00
25.08.2024 - 09:00
20.08.2024 - 09:00
12.08.2024 - 09:00
04.08.2024 - 09:00
28.07.2024 - 09:00
21.07.2024 - 09:00
14.07.2024 - 09:00
07.07.2024 - 09:00
30.06.2024 - 09:00
23.06.2024 - 09:00
19.06.2024 - 09:00
09.06.2024 - 09:00
02.06.2024 - 09:00
19.05.2024 - 09:00
12.05.2024 - 09:00
05.05.2024 - 09:00
28.04.2024 - 09:00
21.04.2024 - 09:00
14.04.2024 - 09:00
10.04.2024 - 09:00
07.04.2024 - 09:00
01.04.2024 - 09:00
24.03.2024 - 09:00
17.03.2024 - 09:00
10.03.2024 - 09:00
03.03.2024 - 09:00
25.02.2024 - 09:00
18.02.2024 - 09:00
12.02.2024 - 09:00
06.02.2024 - 09:00
BİR CEVAP YAZ
E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir