Sahibi olduğu değerlerin kıymetini insanoğlu kaybedince anlıyor. Bir an önce gençliğe varmak için zamanın hızlı akmasını isteyen çocukluğu, yaşlanınca onun ne kadar hızlı geçtiğini anlıyor. Yavaşının, hızlısının farkında da umurunda da olmayan gençliği, zamana karşı kaygısız, vurdumduymaz.
Evlat sevgisinin, evlatla geçirilen zamanın ne denli kıymetli olduğunun çoğunlukla farkında olunamayan, hoyratça kullanılan mücevher yıllar. Bir evim, bir arabam, biraz da param olsun; olunca da birer tane daha olsun; hatta daha olsun daha olsun… Dünya malına tamah ede ede su gibi geçen yıllar… Ve çok kazanacağım diye uykusuna, beslenmesine, alışkanlıklarının faydalı mı zararlı mı olduğuna aldırış etmeden varılan sararmaya yüz tutmuş yaprak zamanı. Hayat hengâmesi, gündelik hayhuylar, stresle dolu çarpıklıklar içerisinde yapılan yolculuktan sonra gelinen hazan mevsimi. Otun, çöpün nelere derman olduğunun her duyulduğunda akıl defterine yazılıp hararetle uygulandığı eski sağlığa özlem çabaları…
***
Giden, farkında olmadan gidiyor da kimilerine vuslat hâlâ mümkün hararetiyle umudu diri tutmak için çabalayıp duruyoruz. Boşuna değil elbet; altın gibidir umut diyor hayata sımsıkı sarılmak için emek veriyoruz. Ufka dalan ruhumuzun derininden gelen ses, son faslın geçmediğini söylüyor ve biz buna inanmak için kanat çırpıyoruz, “Dönülmez akşamın ufkundayız” diyen Yahya Kemal Beyatlı’ya inat.
Aman sendeci ilkbahar, yaz aylarında kazanılan parayla yeniden elde edilmeye çalışılan sağlığın; torun torba sahibi olunca evlatlarla geçirilmeyen, geçirilemeyen kıymetli zamanların dili olsaydı da yaş kemale ermeden söyleseydi gerçekleri insanoğluna.
***
“Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi” beytini Muhibbî mahlasıyla Kanunî’ye söyleten acaba hangi mevsimdi? Cevabı, “kıvrım kıvrım hayata akan insanoğlunun, zamanın kadrini bilmediğini anladığı mevsim” gibi geliyor.
Geçmişe dönüp baktığımızda hangimiz, bulunduğumuz mevsime koşar adımları bırakın ışık hızıyla geldiğimizi anlamıyor ki? Çocukluk yaramazlıkları, gençlik hoyratlıkları, sorumluluk sahibi olduktan sonra dünya hırsı yılları; hülasa acı tatlı anılar ölçü konulamayan bir hızla hatırlanmıyor ki? Kırk yıl erenler meydanına eğrinin yakışmayacağı düşüncesiyle düzgün odun taşıyan; bedenini, zihnini, aklını, kalbini hizmet merdivenlerinde geçiren Horasan erenimizin güzel Türkçesinden seyredelim zamanı:
***
“Geldi geçti ömrüm benim/ Şol yel esip geçmiş gibi
Hele bana şöyle geldi/ Şol göz yumup açmış gibi”
Bilmem hangi hızla menzile doğru seyreden ve geri vitesi, freni bulunmayan bir aracın içinde insanoğlu. Direksiyon elinde, hangi dönemeci nasıl döneceği kendi iradesinde. Araç içindeki aynaya ne zaman baksa önceki bakışlarda gördüğü kendisi değil. Mola, sadece menzilde. Sonrası, yolculuk hesabı: Ruha, bedene; insanlığa, dünyaya; kendine ve herkese…
Yaşanılan anın değerini iyi bilmek lazım dostlar. Mevlâna “Düne ait ne varsa dünde kaldı cancağızım/ Şimdi yeni şeyler söylemek lazım.” diyor. Hiçbir şey için geç kalmadık. Geçmişten pişmanlık, kendimize düşmanlık zarar hanesine; alınan dersler, erdeme açılan eller, nefesler kâr hanesine…
SON SÖZ
Gönülleri kırmadan, dökmeden; sağlığımızı kaybetmeden; kötülüğü kendisi kadar kara bir kuyuya hapsetmeden; sevginin gül kokusundan ailemizi, çevremizi, insanlığı nasiplendirmeden menzile yürümeyelim dostlar.
17.07.2025 - 23:25
08.07.2025 - 00:18
28.06.2025 - 00:13
16.06.2025 - 22:33
08.06.2025 - 00:08
19.05.2025 - 00:09
08.05.2025 - 00:11
29.04.2025 - 00:06
17.04.2025 - 09:00
07.04.2025 - 09:00
27.03.2025 - 09:00
17.03.2025 - 09:00
07.03.2025 - 09:00
28.02.2025 - 09:00
18.02.2025 - 09:00
08.02.2025 - 09:00
27.01.2025 - 09:00
18.01.2025 - 09:00
07.01.2025 - 09:00
27.12.2024 - 09:00
17.12.2024 - 09:00
07.12.2024 - 09:00
27.11.2024 - 09:00
17.11.2024 - 09:00
07.11.2024 - 09:00
27.10.2024 - 09:00
17.10.2024 - 09:00
07.10.2024 - 09:00
29.09.2024 - 09:00
17.09.2024 - 09:00
07.09.2024 - 09:00
27.08.2024 - 09:00
17.08.2024 - 09:00
07.08.2024 - 09:00
27.07.2024 - 09:00
17.07.2024 - 09:00
07.07.2024 - 09:00
27.06.2024 - 09:00
17.06.2024 - 09:00
07.06.2024 - 09:00
27.05.2024 - 09:00
17.05.2024 - 09:00
07.05.2024 - 09:00
27.04.2024 - 09:00
20.04.2024 - 09:00
07.04.2024 - 09:00
27.03.2024 - 09:00
17.03.2024 - 09:00
07.03.2024 - 09:00
27.02.2024 - 09:00
17.02.2024 - 09:00
07.02.2024 - 09:00
27.01.2024 - 09:00
17.01.2024 - 09:00
07.01.2024 - 09:00
27.12.2023 - 09:00
16.12.2023 - 09:00
06.12.2023 - 09:00
27.11.2023 - 09:00
16.11.2023 - 09:00
10.11.2023 - 09:00
27.10.2023 - 09:00
17.10.2023 - 09:00
07.10.2023 - 09:00
27.09.2023 - 09:00
17.09.2023 - 09:00
07.09.2023 - 09:00
27.08.2023 - 09:00
16.08.2023 - 09:00
07.08.2023 - 09:00
26.07.2023 - 09:00
17.07.2023 - 09:00
07.07.2023 - 09:00
27.06.2023 - 09:00
17.06.2023 - 09:00
08.06.2023 - 09:00
BİR CEVAP YAZ
E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir