Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) seçimlerine sayılı günler kala hem sinirler geriliyor, hem tansiyon yükseliyor. Dolayısıyla yükselen tansiyon nedeniyle ETİK değerler unutuluyor. Ben ne ticaret adamıyım ne de seçimlerde oy kullanmaya yetki verilmiş bir şirket temsilcisi değilim. Ben sadece gazeteci olarak gördüklerimi duyduklarımı yazmakla mükellefim.

Bu nedenle yazdıklarıma alınganlık gösterilmesi yerine azıcık düşünülüp yapılan ve yapılabilecek hataların önüne geçilmelidir. Yoksa bu işin sonu kırgınlıklara gebedir. ATSO sezimi için her şey normal giderken ilk tartışma mevcut Başkan Davut Çetin’in daha tarih netleşmeden seçim bürosunu açması ile yaşandı. Olmasa iyi olurdu ama oldu.

Sonrasında ise her şey tam yoluna girdi, herkes kendi ekibi ile çalışmaları sürdürüyor iken bir anda LİSTE krizi ortaya çıktı. Listeler askıya çıkıca KIZILCA KIYAMET koptu. Çünkü birçok kişi kendisini ya listede göremedi ya da meslek komitesi değişti. İşte kavga böylece tekrar alevlenmiş oldu. Sinirler gerildi ve ETİK olmayan işlere başlandı.

Sonra dendi ki, “Bizlerin bu konuda bir kabahati yok. Suç şirketler adına NACE kodunu değiştiren mali müşavirlerde. Seçim Kurulu’na itiraz edebilirler ama bu seçimde oy kullanamazlar.” Daha itirazlar yeni yapılırken veya bugün son gününde daha yapılacakken “BU SEÇİMDE OY KULLANAMAZLAR” cümlesini kurmak bana göre hoş olmadı.

Dedim ya ben bu işleri bilmem ve anlamam. Çünkü benim işim başka. Bu NACE meselesini şöyle bir araştırdım ve farklı farklı özellikleri var. Kullanıldığı alanlar farklı. Lakin ATSO’da kullanıldığı yer yaptığı işin adı ve meslek kodu gibi bir olay. Bir nevi meslek adresi. Bizlerin ikametgah adresi gibi bir şey. Değişiklik olduğunda bildirimi zorunlu. Buda öyle bir şey.

Yani, bir insanın meslek kodu değişiyor diye seçimde OY KULLANAMAMASI bana göre demokratik değil ve hiç ETİK değil. Adresi aynı, yeri aynı. Sadece faaliyet alanı değişmiş. Bu değişir mi değişmez bir kural mı bilmiyorum ama hiç ama hiç ETİK değil. Deli saçması gibi bir şey. Hele hele seçimlerle ilişkilendirilmesi tam bir tuzak.

Bir taraf böyle yaparsa diğer tarafından ele boş durmuyor maalesef. Onlarda ETİK olmayan bir takım işler yapıyor. Sıra onlara da gelecek. Elbette onları da yazacağım ama sırasıyla. Yahu arkadaşlar; sizler koca koca insanlar bu memleketin patronlar dünyasını oluşturan isimlersiniz. Siz bir ilkokulda sınıf başkanı falan seçmiyorsunuz.

Nedir bu hırsınız Allah aşkına. Nedir size ETİK kurallar dışına iten? Yapmayın etmeyin. Vallahi çok kötü örnek oluşturuyorsunuz. Sonra bu memleketin insanı size saygı göstermezse ağlamayın, kızmayın sakın.

Zaman geçmeden oturun bir masada ve anlaşıp ETİK OLMAK İÇİN el sıkışın. Daha vakit var. Sizden beklenen davranış bu.

HASAN AYDIN’I KİM VURDU?

“Kimdir bu Hasan Aydın?” diyenlerinizi duyar gibiyim. Elmalı Belediye Başkan Yardımcısı, CHP Elmalı Belediye Meclis Üyesi, Türkiye Güreş Federasyonu ile Türkiye Geleneksel Güreşler Federasyonu Yönetim Kurulu Üyesi.

Aydın, aynı zamanda ASAT Spor Kulübü Yağlı Güreş Koordinatörü. Sahte diploma ile antrenörlük belgesi almaktan yargılanan bir spor adamı, antrenör! Elmalı’da birçok olayda adı hep gündeme geliyor. Bilmeyen yoktur kendisini. İşte bu isim dün bir arkadaşı ile kaldırımda otururken silahlı saldırıya uğradı.

Aydın’a, 8 kurşun sıkılmış, 4’ü isabet etmiş, 3’ü vücutta biri girip çıkmış. Bana gelen bilgiler bu doğrultuda. Halen Elmalı Devlet Hastanesi’nde tedavi altında tutuluyor. Yaşanan olayı tasvip etmek mümkün değil. Ancak bu olayla ilgili ortaya atılan iddialar çok ilginç, can sıkıcı. Hele hele bir siyasetçi ve ilçe yöneticisi ile ilişkilendirilmesi mide bulandırıcı.

İlçe halkının fısıltı olarak konuştuğu iddialar doğru çıkar mı çıkmaz mı, kasklı ve motosikletli saldırganın kimliği belli olur mu olmaz mı bilmiyorum. Polis mutlaka bu olayı aydınlatacaktır.

İşte o zaman gerçekler ortaya çıkacaktır. Çünkü gerçeklerin gizlenememe gibi bir durumu vardır. Umarım saldırgan yakalanır ve bu çirkin saldırı karanlıkta kalmaz, her şey aydınlatılır. Tıpkı Hasan AYDIN’ın soyadı gibi.